Uşak'ın Ulubey ilçesinde jandarma ekiplerince yaralı halde bulunan pelikan tedavi altına alındı. İl Jandarma Komutanlığı Çevre, Doğa ve Hayvanları Koruma Timi, İnay köyü yakınlarında yaralı bir pelikanı fark etti. Kanat bölgesinde yarası bulunan pelikan, veterinere götürüldü. Veteriner tarafından tedavisi yapılan pelikan, doğal yaşamına bırakılması için Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğüne teslim edildi.
PELİKAN NASIL BİR TÜRDÜR?
Pelikan, monotipik pelikangiller (Pelecanidae) familyasını ve Pelecanus cinsini oluşturan iri su kuşu türlerinin ortak adı. Uzun gagaları, avlanmak için kullandıkları ve yutmadan önce gagalarıyla topladıkları avın bulunduğu suyu süzmeye yarayan geniş boğaz keseleri en ayırt edici özellikleridir. Kahverengi pelikan, Peru pelikanı dışındaki türlerinin tüyleri genellikle soluk renklidir. Tüm türlerinin gagaları, keseleri ve yüzlerindeki tüysüz deri, üreme mevsiminden önce parlak renklere kavuşur. Yaşayan sekiz türü dönencelerden ılıman kuşağa kadar olan bölgelerde yaşar ancak Güney Amerika'nın iç kısmında, kutup bölgelerinde ve açık denizde bulunmazlar. Pelikanlara ait fosil kayıtları Fransa'da Oligosen döneminden kalma ve günümüz pelikanlarının gagasına benzeyen fosil buluntularıyla birlikte en az 30 milyon yıl öncesinden itibaren vardır. Uzun süre fregat kuşları, karabataklar, tropik kuşları ve sümsük kuşları ile akraba olduğu düşünülen pelikanlar günümüzde Pelikansılar (Pelecaniformes) takımında sınıflandırılır ve en yakın akrabaları ise pabuç gagalı ve hamerkoptur. Aynı takım içinde yer alan aynaklar, kaşıkçılar ve balıkçıllar ise uzak akrabalarıdır. Genellikle su yüzeyinde ya da yüzeye yakın yakaladıkları balıklarla beslenirler ve kıyılar ile göllerde yaşarlar. Koloniler oluşturarak üreyen pelikanlar sıklıkla toplu olarak avlanır. Beyaz tüylü dört türü yerde yuva yaparken kahverengi ya da gri renkli diğer dört türü ise ağaçlarda yuvalanmayı tercih eder.
Pelikanlarla insanlar arasındaki ilişki sıklıkla çekişmeli olmuştur. Hem ticari hem de zevk amaçlı yapılan balıkçılık için rekabet kaynağı olarak görüldüğünden insanların zulmüne uğramıştır. Yaşam alanı yok olması ve çevre kirliliğinden muzdariptirler. Üç türü korunma durumu açısından önem arz etmektedir. Ayrıca mitoloji, Hristiyanlık ve arma bilimi ikonografisi açısından kültürel öneme sahiptirler.
Etimoloji
Pelecanus cinsi ilk olarak Carl Linnaeus tarafından 1758 yılında Systema Naturae eserinin 10. baskısında tanımlanmıştır. Linnaeus ayırıcı özelliklerini düz ve ucu kıvrık bir gaga, doğrusal burun delikleri, tüysüz yüz ve tamamen perdeli ayaklar olarak belirtmiştir. Bu ilk tanım pelikanların yanı sıra fregat kuşlarını, karabatakları ve sümsük kuşlarını da içermekteydi.[1] Cins adı Eski Yunanca "balta" anlamına gelen, πέλεκυς (pelekys) kelimesinden türeyen[2] πελεκάν (pelekan) kelimesinden gelir.[Antik çağlarda bu kelime hem pelikanlar hem de ağaçkakanlar için kullanılmaktaydı.
Taksonomi
Pelikanlar adlarını zengin bir taksonomik tarihçeye sahip olan Pelikansılar (Pelecaniformes) takımına vermiştir. Bu takımın geleneksel üyeleri olan tropik kuşları, yılanboyunlar, karabataklar, sümsük kuşları ve fregat kuşları tekrar gözden geçirilmiş, tropik kuşu kendi takımı Phaethontiformes içinde, diğerleri de Suliformes takımı içinde yeniden sınıflandırılmışlardır. Onların yerine ise balıkçıllar, aynaklar, kaşıkçılar, hamerkop ve pabuç gagalı Pelecaniformes takımına aktarılmıştır.[5] Moleküler kanıtlar pabuç gagalı ile hamerkopun pelikanlarla kardeş grup oluşturduğunu belirtir[6] ancak bu üç soyun tam akrabalık ilişkileri hakkında bazı şüpheler bulunmaktadır.
Pabuç gagalının başı
Pabuç gagalı
Fosil kaydı pelikan soyunun en az 30 milyon yıldır yaşadığını göstermektedir. Bilinen en eski pelikan fosili Fransa'nın güneydoğusunda Luberon'da yer alan Oligosen döneminin başlarından kalma kalıntılardır ve günümüzdeki pelikanlara oldukça benzemektedir.[8] Fosilin gagası hemen hemen tamamen korunmuştur ve morfolojik olarak günümüz pelikanlarının gagası ile birebir aynıdır, dolayısıyla o dönemde beslenme için kullanılan gaga ve boyun kesesinin var olduğu söylenebilir.[8] Miyosen'in başlarından kalma bir fosil, bazı özelliklerinin kendine has olduğu düşünüldüğünden Miopelecanus gracilis olarak adlandırılmış ancak daha sonradan bu farklılıkların Pelecanus cinsinin türleri arasındaki varyasyonların içinde kaldığı düşünülmüştür.[8] Eosen'in son döneminden kalma Protopelicanus cinsi ise pelikanımsı ya da sümsük kuşumsu olabileceği gibi Pelagornithidae familyasından benzer bir su kuşu da olabilir.[9] Geçerli bir tanımlama sağlayacak kadar yeterli fosil kanıtlarına dayanmadan tanımlanmış olan Miyosen döneminden kalma Liptornis cinsi ise nomen dubium olarak değerlendirilir
Avrupa'da bulunan çok sayıda pelikan fosiline karşın Kuzey Amerika'da daha az sayıda fosil bulunmuştur.[11] Fosil kalıntılarından çeşitli Pelecanus türleri tanımlanmıştır:
Yaşayan türler
Yaşayan sekiz pelikan türü geleneksel olarak iki gruba ayrılmaktadır: Yerde yuvalanan ve asıl olarak erişkinleri beyaz tüylü olan Avustralya pelikanı, tepeli pelikan, ak pelikan ve Amerika ak pelikanı. Ağaçlarda ya da deniz kayalıklarında yuvalanan ve erişkinleri gri ya da kahverengi tüylü olan küçük pelikan, Pelecanus philippensis, kahverengi pelikan ve Peru pelikanı. Daha çok deniz kıyılarında yaşayan ve önceden aynı tür olarak değerlendirilen[17] kahverengi pelikan ile Peru pelikanı bazen diğer türlerden ayrılarak Leptopelicanus alt cinsinde sınıflandırılır.[18] Ancak iki ana evrimsel soy olduğu görünmesine rağmen her iki görünüşe sahip olan ve benzer yuvalanma davranışı gösteren türler her iki evrimsel soyda da bulunmaktadır.
Mitokondriyal ve nükleer DNA dizileme sonucu türler arasında farklı ilişkiler ortaya çıkarılmıştır: Yeni Dünya'da yaşayan Amerika ak pelikanı diğer iki kahverengi pelikan türü ile kardeştir ve üçü ayrı bir soy oluştururken Eski Dünya'da yaşayan beş pelikan türü ayrı bir soy oluşturmaktadır. Tepeli pelikan, küçük pelikan ve Pelecanus philippensis türleri birbirleriyle çok yakından ilişkilidir ve bu üçüne en yakın diğer pelikan türü Avustralya pelikanıdır. Ak pelikan da bu soyda yer alır ama diğer dört türe göre ortak atadan ayrılan ilk türdür. Bu buluşlar pelikanların Eski Dünya'da evrimleştiğini ve daha sonra Amerika kıtasında yayıldığını göstermektedir. Dolayısıyla yerde ya da ağaçta yuvalanma tercihi genetik olmaktan çok boyutsal özelliklere bağlıdır.
ABD'de yuvasında yavrusu ile kahverengi pelikan. Bu tür uygun ağaç olmadığı zaman yerde yuvalanır.
Pelikanların en önemli ayırt edici özellikleri çok uzun gagaları, kanca şeklinde aşağı kıvrılmış üst gaga ucu ve alt gagaya bağlı büyük boğaz kesesidir. Alt gaganın kafaya bağlandığı kemiği ince olması ve esnek dil kasları, kesenin balık yakalamak ve bazen de yağmur suyu toplamak[18] için sepet gibi kullanılmasına olanak sağlar ancak balıkların yutulmasına engel olmamak için dil çok küçüktür.[42] Boyunları uzun olduğu gibi, geniş, tam perdeli ayakları, kısa ve kalın bacakları vardır. Uçan kuşlar arasında en ağırlarından olan pelikanlar,[43] iskeletlerinde ve derilerinin altında bulunan hava keseleri sayesinde görece hafiftirler.[18] Kuyrukları kısa ve kare şeklindedir. Kanatları uzun ve geniştir, süzülerek uçmak için uygun şekildedir ve 30 ila 35 arasında değişen, çok sayıda ikincil uçuş tüyü barındırır.
Erkekler genellikle dişilerden daha büyüktür ve gagaları da daha uzundur.[18] En küçük pelikan türü kahverengi pelikandır ve bu türün en küçük bireyleri 2,75 kg ağırlığında, 1,06 m boyunda olup kanat açıklıkları yalnızca 1,83 m'dir. En büyük pelikan türünün ise en büyük bireylerinin 15 kg ağırlığı, 1,83 m boyu ve 3 m kanat açıklığı ile tepeli pelikan olduğu düşünülmektedir. Avustralya pelikanının gagası büyük erkeklerde 0,5 m'ye kadar erişebilir[45] ki bu kuşlar arasında en uzun gagadır.[17]
Kahverengi pelikan ve Peru pelikanı dışındaki diğer pelikanların tüyleri açık renklidir.[46] Üreme mevsiminden önce tüm türlerin gagaları, boğaz keseleri ve tüysüz yüz derileri daha canlı renklere bürünür.[47] Kahverengi pelikanın Kaliforniya alt türünün boğaz kesesi parlak kırmızı renge bürünür ve yumurtlamadan sonra solarak sararır. Peru pelikanının boğaz kesesi ise mavi renge bürünür. Amerika ak pelikanının erkeğinin gagasında üreme mevsiminden önce oluşan büyük yumru, dişiler yumurtladıktan sonra dökülür.[48] Erişkin olmayan pelikanların tüyleri erişkin pelikanların tüylerinden daha koyu renklidir.[46] Yumurtadan yeni çıkan yavrular tüysüz ve pembe renklidir. 4 ila 14 gün içinde gri ya da siyah renge dönüşürler ve beyaz ya da gri hav tüyler çıkarmaya başlarlar.
Hava keseleri
İki kahverengi pelikanın 1939 yılında yapılan teşrihleri sonucunda pelikanların kemiklerinde bulunan hava keselerinin yanı sıra derilerinin altında ventral kısımda boğaz, göğüs ve kanatlarının altında hava keselerinden oluşan bir ağ daha olduğu ortaya çıkarılmıştır.[50] Hava keseleri soluma sisteminin hava yollarına bağlıdır ve pelikan gırtlak dilini kapatarak hava keselerini şişirilmiş olarak tutabilir ancak nasıl şişirildikleri tam olarak anlaşılamamıştır.[50] Hava keseleri pelikanların su içinde batmamasını sağlar[51] ve balık yakalamak için uçarken dalış yaptığında suya giriş esnasındaki şoku sönümlemeye yardımcı olur.[50] Yüzeysel hava keseleri aynı zamanda gövde konturlarını yuvarlatarak, gövdeyi kaplayan tüylerin daha etkili ısı yalıtımı yapmalarını ve iyi bir aerodinamik yapı sağlamalarını kolaylaştırır.[50]
Dağılımı ve yaşam alanı
Günümüz pelikanları Antarktika hariç tüm kıtalarda bulunurlar. Asıl olarak ılıman bölgelerde yaşasalar da üreme alanları 45° Güney enlemi (Tasmanya'daki Avustralya pelikanları) ile 60° Kuzey enlemi (Kanada'nın batısındaki Amerika ak pelikanları) arasında uzanır.[17] Karadaki su havzalarında ve kıyılarda yaşayan kuşlar olarak kutup bölgelerinde, açık denizde ve Galapagos hariç okyanus adalarında, Güney Amerika'nın içlerinde ve Amazon Nehri'nin ağzından güneye doğru Güney Amerika'nın doğu kıyısında yaşamazlar.[18] Fosil kemik kalıntılarına Yeni Zelanda'nın Güney Adası kadar güneyde rastlandıysa da[52] burada az sayıda bulunmaları ve dağınık olmaları sebebiyle günümüzde olduğu gibi bu kuşların Avustralya'dan konuk olarak gelen pelikanlar olduğu düşünülmektedir.
Süzülerek uçan Avustralya pelikanı
Pelikanlar kuvvetli bacakları ve perdeli ayaklarıyla çok iyi yüzücüdürler. Başlarının arkasındaki üropigial bezden aldıkları yağlı salgıyı tüylerine sürerek su geçirmez hâle getirirler.[17] Kanatlarını gövdelerinin kenarında serbest şekilde tutarak gövdelerinin çok az bir kısmı suyun altında kalacak şekilde su üstünde yüzerler.[34] Gagaları açık biçimde boğaz keselerini sallayarak buharlaşmayı artırırlar ve serinlerler.[18] Kıyılarda, kumluklarda ve sığ sularda toplu hâlde tüner ve dolanırlar.[18]
Göğüs kaslarının içinde bulunan bağ dokular kanatları yatay olarak sıkı bir şekilde tutmaya yarar ve havada süzülerek uçmaları kolaylaşır. Termallerden yararlanarak bu şekilde 3.000 m yüksekliğe çıkabilir,[54] süzülerek ve V düzeninde uçarak beslenme alanlarına doğru 150 km'lik mesafe kaydederek uçarlar.[17] Pelikanlar aynı zamanda su yüzeyi üzerinde alçaktan uçarken yer etkisi denen fenomenden yararlanarak sürüklemeyi azaltır ve taşımayı artırırlar. Kanatlar ve su yüzeyi arasından geçen hava daha yüksek yoğunluğa sıkıştığından ötürü yukarı doğru daha büyük bir taşıma kuvveti sağlar.[55] Dolayısıyla bu şekilde uçarken önemli ölçüde enerji tasarruf edilir.
Erişkin pelikanlar iletişim için özellikle kanatların ve gagaların kullanıldığı görsel nümayiş ve davranışlardan yararlanırlar.[Agonistik davranışlar rakiplerini gagalamak ve gagaları ile ses çıkartmak, tehditkâr şekilde kanatlarını açıp sallamaktan ibarettir.[58] Erişkin pelikanlar koloni içindeyken homurtu şeklinde ses çıkarırlar ancak üreme mevsimi dışında ve koloni ile birlikte değilken genellikle sessizdirler. Koloniler ise özellikle yavru kuşların çıkardıkları seslerle birlikte oldukça gürültülüdür.[
Beslenme
Pelikanlar 30 cm uzunluğa kadar olan balıklarla beslenirler, ayrıca amfibiler, kaplumbağalar, kabuklular ve ara sıra da kuşlarla da beslendikleri görülür.[ Suda yaşayan avlarını genellikle su yüzünden ya da su yüzüne yakın derinliklerden alırlar.[Derin sularda ak pelikanlar genellikle yalnız başlarına avlanırlar. Kıyıya yakın yerlerde ise grup hâlinde küçük balık sürülerini çevreleyerek oluşturdukları hat boyunca su yüzünde kanatlarını çırparak sığ sulara sürükler ve burada balıkları avlarlar.[64] Boğaz keselerini genişleterek çok sayıda küçük balık yakalarlar ancak su yüzünde keselerindeki suyu boşalttıktan sonra avlarını yutarlar. Bu işlem bir dakikaya kadar sürdüğü için bu sırada diğer su kuşları pelikanların ağzından balıklarını çalabilirler.
Jamaika'da suya balık yakalamak için dalan kahverengi pelikanlar
Büyük balıkları gagalarının ucuyla yakaladıktan sonra havaya fırlatır ve kafaları önce olmak üzere havada yakalayıp yutarlar. Bazen bir martı pelikanın başında durup gagalayarak dikkatini dağıtır ve açık gagasından balık çalabilir.Pelikanlar da zaman zaman diğer su kuşlarından avlarını çalabilmektedir.
Kahverengi pelikan, balık avlamak için genellikle suya dalış yapar. Asıl olarak balık ile beslenen Avustralya pelikanı aynı zamanda çöplüklerde dolaşarak bulduğu leşlerle birlikte böcekleri, küçük kabukluları, ördekleri ve hatta küçük köpekleri de yiyebilen eklektik ve fırsatçı bir leşçi ve etoburdur.[ Halk arasındaki inanışın aksine pelikanlar boğaz keselerinde besinlerini saklamazlar.[
Diğer kuşların pelikanlar tarafından yenmesi nadir de olsa Londra'da ak pelikanların güvercinleri yuttukları gözlemlenmiştir.[63] Güney Afrika'da ak pelikanların Morus capensis türü kuş yavrularıyla[67] birlikte Phalacrocorax capensis, Microcarbo coronatus, türü karabataklarla Larus dominicanus, Thalasseus bergii türü martıları ve Afrika penguenlerini yedikleri gözlemlenmiştir.[68] Kahverengi pelikanların ise Kaliforniya'da Uria aalge türü kuş yavrularını, Meksika'da sığır balıkçılı ve büyük ak balıkçıl yumurtaları ile yavrularını yedikleri bildirilmiştir.
Üreme
Hindistan'da Pelecanus philippensis kolonisi. Bu tür yuvalarını ağaçlara yapar. Hindistan'da yuvada yavrusunu besleyen Pelecanus philippensisAvustralya'da Avustralya pelikanı kolonisi. Bu tür yuvalarını yerde yapar. Pelikanlar toplu yaşayan kuşlardır ve yuvalarını koloni olarak yaparlar. Çiftler üreme dönemi boyunca tekeşlidir ancak çift bağı yalnızca yuva bölgesindedir, yuvadan uzakta çiftler birbirinden bağımsızdır. Yerde yuvalanan beyaz renkli tüylere sahip olan türlerin karmaşık toplu kur nümayiş davranışları vardır. Bu kur sırasında bir grup erkek tek bir dişiyi havada, karada ve suda takip eder ve bu sırada birbirlerini gagaları ile dürter, iteler ve gagalarını açarlar. Kur nümayişi bir gün sürebilir. Ağaçta yuva yapan türlerin kur nümayişleri daha basittir ve yalnızca ağaçlara tüneyen erkeklerin dişileri çağırmasından ibarettir. Üreme kolonisinin yeri, yeterli miktarda balık kaynağı olmasına bağlıdır ancak pelikanlar beslenmek için termallerden yararlanarak yüzlerce kilometre uzağa süzülerek uçabilir.
Avustralya pelikanının bulundukları çevreye göre değişiklik gösteren iki farklı üreme stratejisi vardır. Onlarca ya da yüzlerce bazen de nadiren binlerce kuştan oluşan koloniler mevsimsel olarak ya da sürekli olarak balık kaynağı olan kıyılarda ya da kıyıya yakın adalarda ürerler. Avustralya'nın kurak iç bölgelerinde, özellikle Eyre Gölü kapalı havzasında düzensiz taşkınlar geçici tuz gölleri oluşturduğunda ve tekrar kurumadan önce yeterli besin kaynağı sağlayabildiğinde pelikanlar 50.000 çifte kadar varabilen büyük koloniler hâlinde üreyebilirler.
Tüm türlerde çiftleşme yuvalarda olur. Eşleşmeden hemen sonra başlayan çiftleşme, dişi kuş yumurtlayana kadar 3 ila 10 gün kadar sürer. Yuvayı yapmak için gerekli malzemeyi erkek kuş getirir. Yerde yuvalananlar bu malzemeyi boğaz keselerinde taşırken ağaçta yuvalananlar gagaları ile tutarak getirir. Gelen malzeme dişi kuş tarafından basit bir kuş yuvası hâline getirilir.
Yumurtalar oval şekilli, beyaz renkli ve kaba dokuludur.[Tüm türler en az iki yumurta yumurtlar, normal yumurta sayısı iki ila üç arasındadır ve nadiren altı yumurtaya kadar çıkar.[ Hem erkek hem de dişi yumurtaları ayaklarının altında ya da üstünde tutarak değişmeli şekilde kuluçkaya yatabilir. Kuluçka süresi 30 ila 36 gün sürer. Yumurtlama başarısı, rahatsız edilmeyen çiftler için %95'e kadar çıkabilse de yavrular arasındaki rekabet ve kardeş katli nedeniyle yuvada genellikle tek yavru kalır. Hem anne hem de baba yavruları besler. Küçük yavruları beslemek için ebeveynler yedikleri besinleri kusarlar. Bir haftalık olduktan sonra yavrular, kafalarını ebeveynlerinin boğaz kesesine sokup beslenmeye başlarlar.
Yerde yuvalanan türlerin ebeveynleri bazen biraz büyümüş olan yavrularını beslemeden önce başlarından çekerek sürürler. Bu türlerin yavruları 25 günlükten itibaren100 kuşa kadar gruplar hâlinde bir araya gelir ve ebeveyn bu grup içinde kendi yavrularını tanıyarak yalnızca onları beslerler. Yavrular 6 ila 8 haftalık olduklarında ortalıkta gezinmeye, yüzmeye ve toplu olarak beslenmeye başlar.[ Tüm türlerin yavruları 10 ila 12 hafalık iken palazlanırlar. Bundan sonra ebeveynleri ile birlikte kalsalar bile artık ebeveynleri tarafından beslenmezler.[18] Doğal yaşam ortamlarında pelikanlar 15 ila 25 yıl yaşamaktadırlar, esaret altında bir pelikanın 54 yaşına ulaştığı kaydedilmiştir.

Muhabir: Uşak Haber Gazetesi