Uşak’ta yarım asırdır gömlek diken, Gül Gömlek dükkanının sahibi Ahmet Gülaçtı ve eşi Zahide Gülaçtı, sadece kumaşı değil, kentin belleğini de işliyor. 1956 doğumlu olan Gülaçtı, 1970’li yıllarda köyden geldiği Uşak’ta çıraklıkla başladığı terzilik mesleğini aralıksız sürdürüyor. Bugün şehrin tanınan esnaflarından biri olan Ahmet Usta, sektördeki değişimi, çıraklığın unutulmasını ve gençlerin mesleklere olan ilgisizliğini üzülerek dile getiriyor.
“Uşağın yarısı beni tanır, hepsine hizmet verdim. Ama artık mesleğe sahip çıkan kalmadı. Gençler sadece parayı düşünüyor, ustaya çırak olmak istemiyor” diyen Gülaçtı, mesleğin giderek yok olmasından endişeli.
Çamyazı'dan Uşak’a Uzanan 50 Yıllık Terzilik Hikâyesi
1970’lerin başında Çamyazı’daki Akbıyıkoğlu Çiftliği’nden Uşak’a gelen Ahmet Gülaçtı, ilk adımını Ahmet Keser Usta’nın yanında çırak olarak attı. Üç yıl boyunca ücret almadan, sadece meslek öğrenmek için çalışan Gülaçtı, askerliğini tamamladıktan sonra kendi dükkanını açtı. “Bu dükkânda 30 yıldır kesintisiz iş yapıyorum. Uşaklılar bana 'gömlekçi Ahmet' der. Terzi değil, gömlekçi! Çünkü en iyi gömleği ben dikerim” sözleriyle kendine has ustalığını gururla anlatıyor.
“Gömlek Diktirecek Usta Kalmadı, Gençler Para Peşinde”
Günümüzde hazır giyimin yaygınlaşmasıyla birlikte dikim işi göz ardı ediliyor. Ancak Ahmet Usta’ya göre bu bir ihtiyaç ve fırsat: “İlerde insanlar gömlek diktirecek yer arayacak ama bulamayacak. Çünkü yetişen kalmadı. Gençler ‘kaç para vereceksin’ diye soruyor, ‘meslek öğreneyim’ demiyor. Oysa ben üç yıl hiç para almadan çalıştım. Çünkü ustalık sabır ister, para sonradan gelir.”
Eşiyle Omuz Omuza, Hayat Boyu Dikiş Üstüne Dikiş
Zahide Gülaçtı ile yıllardır atölyede birlikte çalışan Ahmet Gülaçtı, evini de işini de bu meslek üzerinden kurmuş. Yalnızca dikiş değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi paylaşan çift, sabırla, emekle ve el işçiliğiyle ayakta durduklarını söylüyor.