Kıyas İçgüdüsü: İnsan Beyni Karşılaştırmaya Programlı

Psikolog Yaren Okan, kıyas yapmanın insan beyninin doğal işleyişinin bir parçası olduğunu vurguluyor. 1950’lerde psikolog Leon Festinger’in geliştirdiği “Sosyal Karşılaştırma Teorisi”ne atıfta bulunan Okan, şu ifadeleri kullandı:

“İnsan, kendini değerlendirmek için başkalarıyla kıyas yapar. Bu evrimsel olarak sosyal bağlamdaki yerimizi anlamamıza yardımcı olur. Aslında beynimiz sürekli şu soruları sorar: Ben neredeyim? Diğerleri ne yapıyor? Geride mi kaldım, ileride miyim?”

Sosyal Medya ve Yanılsama

Sosyal medyanın bu kıyas dürtüsünü yapay biçimde tetiklediğini belirten Okan, insanların genellikle yalnızca en mutlu, en başarılı ve en parlak anlarını paylaştığını hatırlattı. Okan, “Karşı tarafta yalnızca ‘highlight’ anları görürüz. Ama kendi hayatımızın hem inişlerini hem çıkışlarını biliyoruz. Bu da ‘ben eksik yaşıyorum, onlar daha mutlu’ gibi yanılsamalara yol açıyor” dedi.

Kıyas Anında Beyinde Neler Oluyor?

İnsanın Kendisiyle İletişimi: İçsel Diyalog Hayat Kalitesini Belirliyor
İnsanın Kendisiyle İletişimi: İçsel Diyalog Hayat Kalitesini Belirliyor
İçeriği Görüntüle

Okan’a göre bu süreç yalnızca psikolojik değil, biyolojik düzeyde de işliyor:

Kortizol: Birini kıskandığımızda veya ondan geri kaldığımızı düşündüğümüzde stres hormonu kortizol salgılanıyor. Bu da kaygıyı, huzursuzluğu ve değersizlik hissini artırıyor.

Dopamin: Başarı hissi ya da sosyal onay aldığımızda beynin ödül sistemi dopamin salgılıyor. Sosyal medyanın bağımlılık yaratmasının sebebi de bu “minik dopamin patlamaları.”

Ancak başkasının başarısını görüp “neden ben değilim?” diye düşündüğümüzde dopamin düşerken kortizol yükseliyor. Bu da duygusal dalgalanmalara, yetersizlik hissine ve depresif düşüncelere yol açabiliyor.

“Aslında Gördüklerimiz Gerçek Değil”

Okan, birçok danışanının “Herkes mutlu, bir tek ben böyleyim” düşüncesiyle içine kapandığını belirterek şunları söyledi:

“Kimse tam anlamıyla ‘iyi’ değil. Sadece bazıları iyiymiş gibi görünmeyi daha iyi başarıyor. Sosyal medya bir sahne, bizse genellikle o sahnedeki performansa bakıyoruz. Oysa asıl odaklanmamız gereken sahne arkası, yani gerçek yaşam.”

Muhabir: HABER MERKEZİ