Kalıcı makyaj uygulamalarının son yıllarda yaygınlaşmasıyla birlikte, farklı etnik kökenlere sahip kişilerin cilt tepkilerindeki değişkenlik daha görünür hâle geldi. Usta eğitmen Cansu Durkun, her cilt yapısının pigmenti farklı karşılayabileceğini belirterek uygulama öncesi ayrıntılı analiz yapılması gerektiğini vurguladı.
Pigment davranışı cilt tonuna göre değişiyor
Durkun, cilt tonunun pigment yerleşimi üzerinde doğrudan etkili olduğunu belirtti. Açık tenlerde renklerin daha şeffaf ve soğuk yansıdığını, koyu tenlerde ise pigmentin zamanla ısınma veya grileşme riskinin bulunduğunu ifade etti. Bu nedenle “sadece renk seçimi”nin değil, cildin alt tonu ve melanin yoğunluğunun da değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Avrupa, Akdeniz ve Asya ciltlerinde farklı tepkiler
Açık tenli bireylerde renklerin öngörülebilir şekilde oturduğunu ve güneş hassasiyetinin yüksek olduğunu belirten Durkun, daha yumuşak tonların tercih edilmesinin doğal görünümü artırdığını kaydetti. Türkiye’de yaygın olan Akdeniz ve Orta Doğu ciltlerinde ise pigmentin zamanla ısınma eğilimi olduğunu, bu yüzden doğru nötralizasyonun önem taşıdığını aktardı. Asya kökenli kişilerde dudak bölgesinde hiperpigmentasyon riskine dikkat çeken Durkun, bu grupta katmanlı ve hafif tekniklerin daha güvenli sonuç verdiğini dile getirdi.
Koyu tenlerde dikkat: Travma riski ve renk stabilitesi
Afrika kökenli ve koyu tenli danışanlarda melanin yoğunluğunun fazla olması nedeniyle cildin travmaya daha belirgin tepki verebildiğini söyleyen Durkun, keloid ve koyulaşma riskine karşı işlem öncesi medikal öykünün mutlaka sorgulanması gerektiğini ifade etti.
Uzmanlık ve pigment bilimi belirleyici
Durkun, kalıcı makyajın başarısının yalnızca kullanılan cihaza bağlı olmadığını hatırlatarak pigmentoloji bilgisi, cilt tipi analizi, güneş alışkanlıkları ve yaşam tarzının da sonucu etkilediğini belirtti. İşlem sonrası bakım, güneş koruyucu kullanımı ve düzenli kontrol seanslarının uzun vadeli cilt sağlığı için kritik olduğunu vurguladı.
“Her ten rengi ayrı bir özen ister”
Durkun, “Güzel görünen ile sağlıklı kalan cildi birbirinden ayırmamak gerekiyor. Kalıcı makyaj, kimliğe saygı duyarak ve bilimsel temellerle uygulanırsa gerçek anlamda kalıcı mutluluk sağlar.” diyerek sözlerini tamamladı.




