Lozan görüşmelerine Şubat 1923 'de ara verilip Nisan 1923' de yeniden başladığı günlerde ülkemize gelen yazar İzmir'den başlayıp Manisa,Turgutlu,Alaşehir, Uşak, Afyon, Eskişehir'de bulunmuş ;sonra Ankara'ya giderek Mustafa Kemal Paşa ile görüşmeler yaparak kurulmakta olan yeni Türkiye konusunda çok önemli bilgileri kitabında anlatmıştır.
İzmir'den Ankara'ya kadar savaşın geçtiği şehirlerde idareciler kendisine çok yardımcı olmuşlardır. Yunan ordusunun kaçarken bu şehirleri yakıp yıkmalarını, halkı acımasızca şehit etmelerini ,henüz dokunulmamış enkazları bizzat görerek kitabında yer vermiştir. Kitapta Alaşehir'le ilgili olan kısım hemen dikkatimi çekti. Aynen şöyle:
"Tren kısa bir değişiklik olarak Alaşehir adlı zengin bir kasabada durdu. Kaynak suyu bol olan ormanlık bir yer. Burada 4 bin sekiz yüz evden yalnızca yüzü kalmış. Kadın ve çocuklar tamamen silinip süpürülmüşler. Burada bir meşe ağacının gövdesini kendisine ev yapmış bir hoca yaşıyormuş. Güzel yazıları ve felsefi düşünüşüyle tanınmış. Kendisini ziyaret edemedik. Diyormuş ki «Dİyojen gibi fıçı içinde yaşayamam, çünkü fıçım yok. Fakat bu meşenin ne eksiği var, belki de daha sıcak tutuyor.»"
İşte bu parağrafı okur okumaz iki yıl önce Albert Kahn koleksiyonundan indirdiğim Ocak 1923 te çekilmiş savaş sonrası Alaşehir fotoğraflarını hatırladım. bunlardan biri aynen yukardaki paragrafta anlatılan Alaşehirli hocanın resmiydi.İlişikte bu fotoğrafı,.yanındaki bilgileri ve 1923 Türkiyesinin durumu ile ilgili bilgilerin yer aldığı kitabın kapak resmini sunuyorum.Kitapta yazarın Uşak'ta geçirdiği günler de anlatılmış.’’
