İstanbul Rumeli Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü ile Sağlıklı Yaşam, Egzersiz ve Spor Bilimleri Uygulama ve Araştırma Merkezi iş birliğinde düzenlenen “Multiple Sklerozda Beslenme” başlıklı bilimsel etkinlik, MS hastalığında beslenmenin önemini bir kez daha gündeme taşıdı. Etkinliğe konuşmacı olarak katılan Beslenme ve Diyetetik Bölümü Araştırma Görevlisi Sanem Güven, beslenme ve yaşam tarzı düzenlemelerinin hastalık sürecinde tamamlayıcı bir rol üstlendiğini ifade etti.
Konuşmasında Multiple Sklerozun yalnızca sinir sistemini değil, bağışıklık sistemi, iltihaplanma düzeyi ve hücresel enerji üretimini de etkilediğine dikkat çeken Güven, bu nedenle beslenmenin tedavinin ayrılmaz bir destek unsuru olduğunu vurguladı. İltihaplanmayı azaltan, hücre yenilenmesini destekleyen ve genel sağlığı güçlendiren bir beslenme düzeninin hastalığın ilerleyişini yavaşlatabileceğini belirten Güven, sağlıklı yaşam alışkanlıklarının da bu süreçte önemli katkı sunduğunu dile getirdi.
Beslenmenin tek başına bir tedavi yöntemi olmadığını ancak atak sıklığını azaltabilen ve bireyin yaşam kalitesini yükseltebilen güçlü bir destek sağladığını ifade eden Güven, diyetisyenin rolünün yalnızca besin listeleriyle sınırlı olmadığını söyledi. Diyetisyenlerin bireyi yaşam tarzı, stres yönetimi, fiziksel aktivite düzeyi ve psikolojik durumuyla birlikte ele aldığını belirten Güven, MS’in uzun soluklu ve çok boyutlu bir hastalık olduğuna dikkat çekti.
Etkinlikte bağırsak sağlığı ile beyin fonksiyonları arasındaki ilişkiye de değinen Güven, sağlıklı bir bağırsak florasının bağışıklık sisteminin düzenli çalışmasına katkı sunduğunu aktardı. Liften zengin, doğal ve dengeli beslenmenin MS hastalarında genel iyilik halini destekleyebileceğini belirten Güven, balık, ceviz ve zeytinyağı gibi sağlıklı yağlar ile D ve E vitaminleri bakımından zengin besinlerin sinir hücrelerinin korunmasına yardımcı olduğunu söyledi.
MS hastalığı için tek tip bir beslenme modelinin bulunmadığını vurgulayan Güven, her bireyin yaşına, sağlık durumuna, kullandığı ilaçlara ve yaşam biçimine göre kişiye özel bir beslenme planı oluşturulması gerektiğini ifade etti. Popüler diyetlerin kısa vadede umut verse de kalıcı ve güvenilir sonuçlar sağlamadığını belirten Güven, bilimsel temellere dayanan ve sürdürülebilir beslenme düzenlerinin hastalık yönetiminde en doğru yaklaşım olduğunu sözlerine ekledi.





