Mart 2025’te Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni sağlık yönetmeliği, serbest beslenme danışmanlığı hizmeti veren diyetisyenleri adeta kilit vurulacak noktaya getirdi. Uşak’ta uzun yıllardır bireysel ofisinde danışan kabul eden Diyetisyen Sevgi Erdinç, düzenlemenin sahadaki yansımalarını anlattı.

Yeni yönetmelik kapsamında; serbest çalışan tüm diyetisyenlerin ruhsatlarını yenilemesi ve ofislerini fiziksel olarak yeniden yapılandırması zorunlu hale getirildi. Söz konusu revizyonun sağlık sistemini düzenlemek amacıyla yapıldığı belirtilse de meslek mensupları bu adımın pratikte birçok diyetisyen için “faaliyet engeli” haline geldiğini vurguluyor.

“Danışmanlık ofisleri hastane standardına zorlanıyor”

Sevgi Erdinç’in açıklamasına göre, danışmanlık merkezlerinde en az 10 metrekarelik uygulama alanı, 5 metrekarelik bekleme salonu, lavabolar ve danışan tuvaletleri gibi teknik şartlar getirildi. Bu standartların özellikle büyükşehirlerde küçük metrekareli ofislerde çalışan ya da yeni mezun olup meslek hayatına adım atmak isteyen genç diyetisyenler için ciddi bir finansal yük oluşturduğuna dikkat çekildi.

Erdinç, “Danışmanlık temelli bireysel sağlık hizmeti veriyoruz. Buna karşın, fiziksel donanım talepleri neredeyse bir poliklinik düzeyine çekilmiş durumda. Bu koşullarda ayakta kalmak neredeyse olanaksızlaşıyor,” ifadelerini kullandı.

Aynı çatıda çalışanlara ayrı ruhsat şartı: Ortaklık kültürü zedeleniyor

Uşak’ta Rehberlik Hizmetleri İl Danışma Kurulu Toplandı
Uşak’ta Rehberlik Hizmetleri İl Danışma Kurulu Toplandı
İçeriği Görüntüle

Yönetmelikte yer alan bir başka tartışmalı nokta da aynı ofiste hizmet sunan her diyetisyen için ayrı ayrı ruhsat alınması zorunluluğu. Bu düzenleme, meslek içi iş birliğini teşvik eden ortak çalışma modellerini işlevsiz hale getirirken, diyetisyenler arasında ‘ekip ruhunun’ zarar görmesine yol açıyor.

Erdinç, “Meslek dayanışmasının en çok hissedildiği ortak ofisler artık cazibesini yitiriyor. Her uzman için ayrı izin, ayrı başvuru, ayrı denetim yükü doğuyor. Bu da sadece maddi değil, psikolojik bir engel yaratıyor,” sözleriyle durumu özetledi.

Çağın gerisinde kalan bir düzenleme mi?

Diyetetik alanında yaygın olarak kullanılan Tanita gibi vücut analiz cihazlarının kullanımı konusunda da belirsizlik mevcut. Yönetmelikte bu cihazların teşhis aracı mı yoksa izleme destekli mi olduğu açık şekilde belirtilmediği için denetim tehdidi altında olduklarını belirten Erdinç, “Bu cihazlar tıbbi teşhis değil, kişiye özel beslenme planlarının veriye dayalı oluşturulmasına yardımcı oluyor. Yasaklama değil, denetimli serbesti sağlanmalıydı,” dedi.

Yine aynı yönetmelik kapsamında, sağlıklı bireylerin diyetisyene doğrudan başvurusu kısıtlanarak her danışan için hekime yönlendirme zorunlu hale getirildi. Bu durum, önleyici sağlık hizmetlerinin önünü tıkadığı gerekçesiyle eleştiriliyor.

“Online hizmetle ilgili tek satır yok”

Pandemi sonrası artan uzaktan danışmanlık taleplerine rağmen, yönetmelikte online beslenme desteğine dair herhangi bir düzenleme yer almıyor. Bu durumun hem yurtdışındaki Türk vatandaşlarını hem de kırsal bölgelerde yaşayan bireyleri mağdur ettiğini vurgulayan Erdinç, “Uzaktan erişimi yasaklamıyorsunuz ama nasıl yapılacağına dair hiçbir tanım getirmiyorsunuz. Bu da hizmet sunan tarafı hukuki riskle baş başa bırakıyor” ifadelerini kullandı.

Genç mezunlar yolun başında umutsuz

Yönetmeliğin mevcut haliyle kalması durumunda, özellikle yeni mezun diyetisyenlerin kendi ayakları üzerinde durmasının neredeyse imkânsız olduğunu belirten Erdinç, “Hayalleri daha başlamadan bitmiş olacak. Oysa bizler sağlık sistemine yük değil, destek oluyoruz” dedi.

Sözlerini meslek örgütlerine çağrıyla bitiren Erdinç, “Bu düzenleme kamu sağlığına hizmet eden bir mesleği susturmak yerine geliştirmeli. Alan uzmanlarının ve sivil toplumun görüşleri dikkate alınmadan yapılacak her adım, uzun vadede halk sağlığına zarar verecektir” ifadelerini kullandı.

Muhabir: Gülcan Aydoğdulu