whatsapp
Cahit Özpınar
Köşe Yazarı
Cahit Özpınar
 

“Tükürün o ehli zulmün o merhametsiz yüzüne!..”

(16 Mart 1920’de İtilaf Devletleri, İstanbul'u işgal etti) RİSALE-İ NUR'LA GÜNE BAKIŞ: İstanbul’da, İngilizler desiseleriyle, Şeyhül İslâmı ve diğer bazı ulemayı lehlerine çevirmeye çalışmalarına mukabil, Bediüzzaman, Hutuvat-ı Sitte adlı eseri ve Istanbul’daki faaliyeti ile; İngilizin, âlem-i Islâm ve Türkler aleyhindeki müstemlekecilik siyasetini ve entrikalarını, tarihî düşmanlığını etrafa neşrederek, Anadolu’daki millî kurtuluş hareketini desteklemiş, bu hususta en büyük âmillerden birisi olmuştu. "Bir zaman ingiliz devleti, Istanbul Boğazının toplarını tahrip ve İstanbul’u (16 Mart 1920’de işgal ve) istilâ ettiği hengâmda, o devletin en büyük daire-i diniyesi olan Anglikan Kilisesinin başpapazı tarafından, Meşihat-ı islâmiyeden dinî altı sual soruldu. Ben de o zaman, Dârül-Hikmeti’l-İslâmiyenin azası idim. Bana dediler: "Bir cevap ver. Onlar, altı suallerine altı yüz kelime ile cevap istiyorlar."  Ben dedim: Altı yüz kelime ile değil, altı kelime ile değil, hatta bir kelime ile değil, belki bir tükrük ile cevap veriyorum. Çünkü o devlet, işte göriiyorsunuz; ayağını boğazımıza bastığı dakikada, onun papazı mağrurâne üstümüze sual sormasına karşı, yüzüne tükürmek lâzım geliyor... Tükürün o ehli zulmün o merhametsiz yüzüne!..’ demiştim." (Hutuvat-ı Sitte, s. 95.)
Ekleme Tarihi: 16 Mart 2024 - Cumartesi
Cahit Özpınar

“Tükürün o ehli zulmün o merhametsiz yüzüne!..”

(16 Mart 1920’de İtilaf Devletleri, İstanbul'u işgal etti)

RİSALE-İ NUR'LA GÜNE BAKIŞ: İstanbul’da, İngilizler desiseleriyle, Şeyhül İslâmı ve diğer bazı ulemayı lehlerine çevirmeye çalışmalarına mukabil, Bediüzzaman, Hutuvat-ı Sitte adlı eseri ve Istanbul’daki faaliyeti ile; İngilizin, âlem-i Islâm ve Türkler aleyhindeki müstemlekecilik siyasetini ve entrikalarını, tarihî düşmanlığını etrafa neşrederek, Anadolu’daki millî kurtuluş hareketini desteklemiş, bu hususta en büyük âmillerden birisi olmuştu.
"Bir zaman ingiliz devleti, Istanbul Boğazının toplarını tahrip ve İstanbul’u (16 Mart 1920’de işgal ve) istilâ ettiği hengâmda, o devletin en büyük daire-i diniyesi olan Anglikan Kilisesinin başpapazı tarafından, Meşihat-ı islâmiyeden dinî altı sual soruldu. Ben de o zaman, Dârül-Hikmeti’l-İslâmiyenin azası idim. Bana dediler: "Bir cevap ver. Onlar, altı suallerine altı yüz kelime ile cevap istiyorlar." 
Ben dedim: Altı yüz kelime ile değil, altı kelime ile değil, hatta bir kelime ile değil, belki bir tükrük ile cevap veriyorum. Çünkü o devlet, işte göriiyorsunuz; ayağını boğazımıza bastığı dakikada, onun papazı mağrurâne üstümüze sual sormasına karşı, yüzüne tükürmek lâzım geliyor... Tükürün o ehli zulmün o merhametsiz yüzüne!..’ demiştim." (Hutuvat-ı Sitte, s. 95.)

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve usakhabergazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.