(ÖZEL HABER )- Uşak’ın Eşme ilçesine bağlı Camili Köyü, sahip olduğu tarihsel birikime rağmen bugün sessizliğe terk edilmiş kırsal yerleşimler arasında yer alıyor. Alp Arslan Dur, köyün geçmişine ilişkin yaptığı araştırmalarda Camili’nin yalnızca bir yerleşim alanı değil, aynı zamanda Frigya–Lidya hattında süreklilik gösteren önemli bir kültür noktası olduğunu vurguluyor.

001-87

Köyün Adı, Erken Dönem Bir İbadet Yapısından Geliyor

Camili Köyü’nün adı, çevredeki yerleşimlerde henüz cami bulunmazken burada erken dönemde inşa edilen ibadet yapısından geliyor. Bu durum, köyün yalnızca yerleşim değil, aynı zamanda bölgesel bir çekim merkezi olduğuna işaret ediyor. Tarihsel anlatılarda Camili isminin, bu erken mimari unsurdan dolayı kalıcılaştığı belirtiliyor.

Antik Sınır Havzasında Bir Yerleşim

Araştırmalara göre Camili, antik dönemde Mesotimolos olarak bilinen yerleşim alanının sınır havzasında bulunuyor. Bu coğrafi konum, köyü Frigya ile Lidya uygarlıkları arasında bir geçiş noktası haline getiriyor. Alp Arslan Dur, bu özelliğin Camili’yi Uşak kırsalında tarihsel sürekliliği olan nadir köylerden biri yaptığını ifade ediyor.

002-52

Nüfus Azaldı, Hayat Giderek Sessizleşti

Güncel resmi nüfus kayıtlarına göre Camili Köyü’nde yaşayan kişi sayısı oldukça düşük seviyelere gerilemiş durumda. Köyde bacası tüten hane sayısı her geçen yıl azalırken, yerleşimin büyük bölümü fiilen boşalmış halde bulunuyor. Tarımsal üretimin zayıflaması ve genç nüfusun kentlere göçü, bu sessizliği daha da derinleştiriyor.

003-20

Kırsal Hafıza Yok Olma Tehlikesiyle Karşı Karşıya

Araştırmacı belgeselci Alp Arslan Dur’a göre Camili Köyü, yalnızca demografik bir sorun yaşamıyor; aynı zamanda kültürel hafızanın kaybıyla karşı karşıya. Köyün geçmişine dair sözlü anlatılar, mimari izler ve yerel belleğin korunmaması halinde bu tarihsel mirasın görünmez hale gelmesi kaçınılmaz görünüyor. Camili, bugün Uşak’ın sessiz köylerinden biri olsa da taşıdığı tarihsel anlam, kırsal mirasın korunmasına yönelik yeni yaklaşımların ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.

Muhabir: Hüsnü Kazım Özler