Son yıllarda yaşanan yağış azalması ve kuraklık nedeniyle ciddi susuzluk sorunu yaşayan Uşak’ta, altın madenciliği yeniden gündemde. Kışladağ Altın Madeni’ni işleten TÜPRAG’ın “2024 yılında kendisine tahsis edilen yıllık 2,5 milyon m³ yeraltı suyunun sadece yüzde 47’sini kullandığı” yönündeki açıklaması, çevreciler tarafından tepkiyle karşılandı. Uşak Murat Dağı Yok Olmasın Platformu Sözcüsü Funda Öz Akçura, “Tasarruf yapmadılar, çünkü kuyularda su kalmadı” dedi.
Murat Dağı Yok Olmasın Platformu Sözcüsü Funda Öz Akçura, şirketin açıklamasını “gerçekleri gizleyen bir algı çalışması” olarak değerlendirdi. Akçura, “TÜPRAG tasarruf yapmadı, mecbur kaldı. Çünkü yıllardır kar yağmıyor, yağmur yağmıyor. Göletlerde su yok, kuyularda su yok. Bizim kuyularımızda yoksa onların kuyularında da olamaz. Su kalmadığı için yüzde 47 kullanabildiler” ifadesini kullandı.
ÇED raporu madencinin niyetini ortaya koyuyor
Akçura, TÜPRAG’ın 2013 tarihli Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) dosyasında, su ihtiyacını Ulubey’deki 7 kuyu ve Gedikler Sulama Göleti’nden karşılamayı taahhüt ettiğini hatırlattı. Ancak kuraklık nedeniyle bu kaynakların işlevsiz hale geldiğini belirterek, “Şirket aslında kendi taahhüt ettiği kaynaklardan su bulamıyor” dedi.
Maden çukurundaki su bizim hakkımız
Platform temsilcisi Akçura, maden çukuruna dolan yeraltı sularına da dikkat çekerek şunları söyledi:
“Bugün Uşaklı’nın çeşmesinden akması gereken, çiftçinin tarlasını sulaması gereken su, madenin dev çukuruna akıyor. O çukurdaki su da aslında halkın hakkıdır.”
Kuraklık ve Susuzluk Uşak’ı Vuruyor
Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, Ege Bölgesi son 10 yılın en kurak dönemlerinden birini yaşıyor. Uşak’ta kar yağışının neredeyse tamamen ortadan kalkması, baraj ve göletlerdeki doluluk oranını kritik seviyelere çekti. Uzmanlara göre, yeraltı sularındaki dramatik düşüş, hem tarımı hem de şehir şebekesini tehdit ediyor.
Funda Öz Akçura, altın madenciliğinin kuraklıkla boğuşan bir şehirde daha büyük riskler yarattığını vurgulayarak, şu çağrıyı yaptı:
“Altın madenciliği suya ve hayata düşmandır. Susuzlukla mücadele eden bir şehirde madenin su tüketimini konuşuyor olmamız bile acıdır. Yetkililer acilen bu tabloyu görmek zorundadır.”
