Yarın TBMM’de oylanacak olan Yeni Maden Yasası, başta Murat Dağı olmak üzere Türkiye’nin su havzalarını, ormanlarını, meralarını ve tarım alanlarını tehdit ediyor. Tasarı kabul edilirse, altın madeni açmak, bakkal dükkanı açmaktan kolay hale gelecek!
Türkiye’nin Su Kaynakları Gözden Mi Çıkarılıyor?
Murat Dağı, Ege Bölgesi’nin kalbinde, Gediz Nehri'nin doğduğu nokta. Yani sadece bir dağ değil; binlerce insanın içme suyu, tarım sulaması, yer altı suları bu bölgeden besleniyor. Uşak Murat Dağı Yok Olmasın Platform Sözcüsü Funda Öz Akçura uyarıyor:
“Bu yasa geçerse, sadece Murat Dağı değil, Uşak’ta içtiğimiz su, tarlamızda yetişen ürün, ormanda yürüdüğümüz patika bile tarih olacak. Kanadalı maden şirketleri kazancını alıp gider, ama biz burada susuzlukla, kuraklıkla baş başa kalırız. Bu bir çevre davası değil, bu doğrudan hayatta kalma mücadelesi.”
115 Milletvekili İmzaladı, Peki Gerçekten Ne İmzaladılar?
Halk soruyor:
Bu yasa gerçekten okunarak mı imzalandı?
Su kaynaklarımız madencilikle yok olursa, geleceğe ne bırakacağız?
Köylü toprağını, şehirli ise suyunu nasıl savunacak?
Sözcü Funda Öz Akçura, özellikle Uşak ve Kütahya milletvekillerine seslenerek, “Murat Dağı’nın göbeğinde altın madeni açılırsa bu halka hangi yüzle döneceksiniz?” diye soruyor.
Yasa Geçerse Neler Olacak?
Ormanlar madene açılacak
Mera ve tarım alanları yok olacak
SİT ve milli park statüsü devre dışı kalacak
Acele kamulaştırma ile evlere el konulabilecek
MAPEG ve Cumhurbaşkanlığı tam yetkili olacak
Vatandaşın dava açma hakkı sınırlandırılacak
Yabancı Şirketler Kazanacak, Biz Ne Alacağız?
Sözcü Öz Akçura, bu noktada açık konuşuyor: “Bu yasa, Anadolu’nun kalbini yabancı maden şirketlerine peşkeş çekmenin kapısını açar. ‘Yerli işbirlikçileri’ bu madenlerin Türkiye’ye faydası olduğunu savunabilir, ama doğa bir daha geri gelmez. Ne Murat Dağı tekrar büyür, ne de kuruyan su tekrar akar.”
Bu Su Hepimizin!
Uşak Murat Dağı Yok Olmasın Platformu, tüm yurttaşlara sesleniyor: “Meclis’te alınacak karar sadece bir yasa değil, torunlarımızın içeceği suyun varlığıyla ilgili. Bu dağa, bu toprağa, bu suya sahip çıkmak hepimizin görevi. Henüz geç değil! Ses çıkar, paylaş, sor. Çünkü bu su hepimizin.”