Uzman Psikolog Asım Eren’den önemli açıklamalar! Günlük yaşamda aniden bastıran yoğun kaygı, sıkışma hissi, çarpıntı ve kontrol kaybı düşüncesiyle kendini gösteren panik atak, modern çağın en yaygın psikolojik rahatsızlıklarından biri olarak karşımıza çıkıyor.
Zihin Gerçekle Hayali Ayırt Etmez
Panik atağın, zihinde oluşan olumsuz senaryoların gerçekmiş gibi algılanması sonucu ortaya çıktığını belirten Psikolog Eren, “İçsel bir tehdit algısı ya da dışsal bir olay fark etmeksizin, beyin bu durumu gerçek bir tehlike gibi yorumlar ve tüm savunma sistemlerini devreye sokar. Bu da kişide fiziksel ve psikolojik bir dizi belirtiye yol açar” dedi.
Her Panik Atağın Ardında Bir "Çekirdek Düşünce" Vardır
Her bireyin panik atağını tetikleyen bir temel düşünce olduğunu ifade eden Eren, bu düşüncelerin genellikle sevdiklerini kaybetme, ani bir felaket yaşama veya bedensel bir çöküşle karşılaşma korkusuna dayandığını söyledi. “Zihin bu düşünceye defalarca dönüp aynı olumsuz senaryoyu oynatır. Bu tekrarlar da panik atağın temelini oluşturur” diye ekledi.
En Sık Görülen Belirtiler
Panik atak sırasında ortaya çıkan belirtiler şu şekilde sıralanıyor:
Kalp çarpıntısı
Göğüste baskı ve sıkışma hissi
Nefes darlığı veya hızlı nefes alma
Mide bulantısı, yanma ve karın ağrısı
Terleme, titreme ve ani üşüme
Uyuşma, karıncalanma, bayılma hissi
Kontrol kaybı, ölüm korkusu, gerçeklikten kopma hissi
Tedaviyi Geciktirmek Sorunu Derinleştiriyor
Panik atağın fiziksel değil, tamamen psikolojik bir rahatsızlık olduğunun altını çizen Eren, “Tedavi süreci ertelendikçe, bireyde anksiyete, depresyon gibi başka sorunların da gelişme riski artar. Bu nedenle belirtileri yaşayan kişilerin vakit kaybetmeden uzman desteği alması büyük önem taşıyor,” uyarısında bulundu.
Panik Atak Nasıl Ortaya Çıkar?
Psikolog Eren, panik atağın genellikle hayatın kırılma noktalarında ortaya çıktığını vurguladı: “Aileden ayrılma, iş değişikliği, şehirden taşınma, iflas, askerlik gibi ciddi değişimler bireyde güvensizlik ve kayıp hissini tetikleyebilir. Bu da panik atağın ilk adımıdır.”
Ön Yargıları Kırmak Tedavinin Anahtarı
Panik atağın düşünsel kalıplar ve ön yargılarla beslendiğini belirten Eren, zihinsel dönüşümün tedavinin temelini oluşturduğunu söyledi. “Tıpkı alarm örneğinde olduğu gibi, biz sesi bastırmaya çalıştıkça sorunun kaynağını görmezden geliriz. Oysa panik atağı yaratan düşünsel filtreleri değiştirerek kalıcı iyileşme mümkündür.”
Tedavi Mümkün, Umutsuzluğa Gerek Yok
Eren, panik atağın doğru yaklaşımla tamamen tedavi edilebilir bir sorun olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Panik atak bir kader değildir. Doğru psikolojik destek ve düşünsel değişimle birey bu döngüden çıkabilir. Tedavi sürecini ertelemek yerine, atılacak cesur bir adım hayat kalitesini yeniden yükseltebilir.”