Uşak’a komşu bu alandan alınan mikro deprem sinyalleri, vatandaşların aklına yıllardır sessizliğini koruyan yanardağları getirdi. Uzmanlar, ölçümlerde tespit edilen bu titreşimlerin her zaman doğrudan bir volkanik hareket anlamına gelmediğini belirtse de bölge halkı, “Uyuyan yanardağ yeniden canlanır mı?” sorusunu sormaktan geri durmuyor. Özellikle jeoloji araştırmalarında öne çıkan derin magma odacıkları, bölgenin doğa gündemini diri tutuyor.

Whatsapp Image 2025 08 23 At 13.06.11 (1)-1

Merkez Bankası KKM Hesaplarını Sona Erdirdi
Merkez Bankası KKM Hesaplarını Sona Erdirdi
İçeriği Görüntüle

“Sessiz Nefesler”

Kula volkanik sahası, bilim insanlarının “sessiz nefesler” diye adlandırdığı hafif sarsıntılarla kendini gösteriyor. Bu sarsıntılar çoğu zaman yüzeyde hissedilmese de cihazlara yansıyan titreşimler, yerin altında hala bir enerji birikiminin varlığına işaret ediyor. Uşak’tan da takip edilen bu hareketlilik, özellikle Gediz Grabeni boyunca uzanan fay hatlarını yeniden gündeme taşıdı. Yerel yöneticiler, vatandaşların panik yapmaması gerektiğini vurgularken, olası risklere karşı erken uyarı sistemlerinin güçlendirilmesi gerektiğini dile getiriyor.

Bilim Dünyası Ne Diyor?

TÜBİTAK destekli projelerde Kula çevresinde farklı derinliklerde sekiz magma odası tespit edilmişti. Bu nedenle bölgeden alınan her sinyal, bilim insanlarının radarına giriyor. Jeofizik uzmanları, “Şimdilik endişe edecek olağanüstü bir durum yok, ancak Kula’nın jeolojik hafızasını da unutmamak gerekir” değerlendirmesini yapıyor.

Uşak’ta Beklenti: Sessizliğin Sürmesi

Uşaklı vatandaşlar ise bu gelişmeleri yakından izliyor. Kentte hakim olan ortak dilek, Kengel’den gelen sismik işaretlerin sadece uyarı niteliğinde kalması ve uyuyan yanardağın uykusuna devam etmesi yönünde.

Muhabir: Hüsnü Kazım Özler