Great Place To Work Türkiye tarafından yayımlanan Best Workplaces for Women 2025 raporu, iş dünyasında kadın çalışan deneyimine dair çarpıcı sonuçları ortaya koydu. Yaklaşık 360 şirketten 200 bine yakın çalışanın katılımıyla hazırlanan rapor, kadınların iş yerinde en çok adil, güvene dayalı ve hakkaniyet temelli bir kültürü önceliklendirdiğini gözler önüne serdi. Araştırma sonuçlarına göre kadın çalışanlar, yalnızca eşit fırsatlar sunulmasını yeterli görmüyor. Katkılarının görünür olduğu, fikirlerini özgürce ifade edebildikleri ve karar süreçlerine dahil edildikleri bir çalışma deneyimi talep ediyor. Bu yaklaşımın güçlü olduğu kurumlarda aidiyet duygusunun belirgin biçimde arttığı dikkat çekiyor.
Raporda yer alan verilere göre, Best Workplaces for Women listesinde bulunan şirketlerde kadın çalışanların yüzde 85’i yaş ayrımı gözetilmeksizin adil davranıldığını ifade ederken, bu oran liste dışında kalan şirketlerde yüzde 56 seviyesinde kalıyor. Ortaya çıkan tablo, kapsayıcı politikaların ötesinde, adalet duygusunun kurum kültürüne yerleşmesinin güven ortamını güçlendirdiğini ortaya koyuyor. Kadın çalışanların iş yerinde kalma isteğini etkileyen bir diğer önemli unsurun ise takdir edilmek olduğu görülüyor. Listede yer alan şirketlerde kadınların yüzde 68’i emeklerinin fark edildiğini ve değer gördüğünü belirtirken, bu oran liste dışı şirketlerde yüzde 35’e kadar düşüyor. Araştırma, takdir kültürünün yalnızca motivasyon değil, aynı zamanda güven ve bağlılık yaratan temel bir unsur olduğunu ortaya koyuyor.
Etik değerler ve şeffaf iletişim de kadın çalışanların kendilerini güvende hissetmelerinde belirleyici rol oynuyor. Best Workplaces for Women 2025 listesinde bulunan şirketlerde kadın çalışanların yüzde 76’sı iş ortamında entrika ve güvensiz davranışların bulunmadığını ifade ederken, liste dışında kalan şirketlerde bu algının yüzde 47’ye gerilediği görülüyor. Bu fark, etik temelli kurum kültürünün psikolojik güvenliği doğrudan etkilediğini gösteriyor.
Great Place To Work Türkiye CEO’su Eyüp Toprak, rapora ilişkin değerlendirmesinde güvenin sürdürülebilir başarının ön koşulu olduğunu vurguladı. Toprak, kadın çalışanların sesine kulak veren ve onları adil biçimde değerlendiren şirketlerin, adalet algısında yüzde 31 daha yüksek bir seviyeye ulaştığını belirterek, eşitliğin artık yalnızca etik bir sorumluluk değil, aynı zamanda stratejik bir zorunluluk haline geldiğini ifade etti. Kadınların güvenini kazanan kurumların, yetenek rekabetinde de öne çıktığına dikkat çeken Toprak, iş dünyasını bu farkındalığı kalıcı bir kültürel dönüşüme dönüştürmeye davet etti.