Avrupa Yasaklı Madde Raporu’ndan organize suç istatistiklerine kadar birçok veriyi gündeme taşıyan Karaoba, iktidarı sert sözlerle eleştirdi:
“Türkiye, yasaklı madde geçişinde adeta bir merkez hâline geldi!”
“Gençlik çöküyor, iktidar seyrediyor!”
Karaoba, konuşmasında gençlerin içinde bulunduğu karamsar tabloya da dikkat çekerek, Türkiye’deki gençlerin artık hayal kuramaz hale geldiğini belirtti. “Bu ülkede bir genç sabah kalktığında neyi hayal ediyor?” sorusuyla gençliğin içinde bulunduğu çıkmazı özetleyen Karaoba, şu ifadeleri kullandı:
“Sokak aralarında yasaklı maddeden ölen, intihar eden bir nesil için değil; geleceğimizi şekillendirecek çocuklarımız için harekete geçmeliyiz. Gençlerimiz, diplomaları iptal edilir mi, sınav birincisi olsalar torpilli birinin arkasında mı kalırlar, bir gün haksızca tutuklanır mıyım korkusuyla yaşıyor.”
Metamfetamin ve Bonzai Kullanımı 15 Kat Arttı
Karaoba, 2002’de "Temiz toplum" sloganıyla iktidara gelenlerin, 23 yıl sonra Türkiye'yi Avrupa'da organize suçta birinci sıraya taşıdığını belirtti. Avrupa Yasaklı Madde Raporu’na göre en çok ele geçirilen üç yasaklı maddeden üçünün Türkiye’de yakalandığını aktaran Karaoba, şunları vurguladı:
“İktidar, sorunun kökenine inmek yerine göstermelik uygulamalarla algı yaratıyor. Bu yaklaşım artık gençliğe, ailelere, topluma zarar veriyor.”
Karaoba’dan Somut Çözüm Çağrısı: “Bu Önergeye EVET Deyin”
CHP Uşak Milletvekili Karaoba, çözümün mümkün olduğunu ve geciktirilmemesi gerektiğini belirterek şu adımları önerdi:
Ulusal düzeyde bir yasaklı maddeyle mücadele kılavuzu hazırlanması
AMATEM merkezlerinin artırılması ve tedaviye erişimin kolaylaştırılması
Cezaevlerinde bağımlılıkla mücadeleye özel programlar geliştirilmesi
Yargı süreçlerinin hızlandırılması ve etkinleştirilmesi
Sınır güvenliği ile yasaklı madde geçişlerine karşı daha ciddi önlemler alınması
Göçmen politikalarının yasaklı madde bağlantısı açısından yeniden değerlendirilmesi
Karaoba, sözlerini şu çağrıyla tamamladı:
“Bu çocuklar hepimizin. İlk defa bir hayır işleyin, bu önergeye 'Evet' deyin.”
