Uşak’ın merkezinde yer alan Cimcim Çeşmesi, sadece bir su kaynağı değil; yüzyıllardır sessizce ayakta duran bir kültür hazinesi. Çeşmenin kitabelerinde yazan Osmanlıca dizeler, dönemin estetik dilini ve hayırseverlik anlayışını günümüze taşıyor. Metinlerin günümüz Türkçesine çevrilmiş hali ise, bu tarihi yapının ardındaki niyeti ve duyguyu daha açık bir şekilde ortaya koyuyor.

Kitabenin güney yönünde yer alan dizelerde, çeşmenin cömert ve hayırsever kişiler tarafından yaptırıldığı anlatılırken, akmaya başlayan bereketli suyun ilahi bir coşku ve hayır işleme arzusu ile ilişkilendirildiği görülüyor. Osmanlıca metindeki “Eğer dünyada Kevser suyuna benzer bir su görmek istersen; Allah aşkıyla Cimcime Çeşmesinden bir kase iç” ifadesi, çeşme suyunu manevi bir anlamla bütünleştiriyor.

Kuzey yönündeki diğer kitabede ise, çeşmenin adeta “hayat suyu” niteliğinde olduğu vurgulanıyor. Metin, çeşmeden geçenlerin durup bir tas su içmesini öğütlerken, bu sudan içen herkesin çeşmenin yaptıranlarını hayırla anmasını temenni ediyor. Ayrıca dizelerde, akmakta olan su “Kevser şarabı” metaforu ile betimlenerek manevi bir derinlik kazandırılmış. Cimcim Çeşmesi, bu kitabeler sayesinde yalnızca bir su yapısı olmanın ötesine geçerek Uşak’ın hafızasında yer eden sembolik bir mirasa dönüşüyor. Hem tarih meraklılarına hem de şehir kültürünü yakından tanımak isteyenlere sessiz ama anlamı güçlü bir hikaye sunuyor.

Muhabir: Yavuz Kuşdemir