Manşet

Ulubey’in Kalbi, Sessiz Çığlık Atıyor!..

(ÖZEL HABER) - Ulubey Deresi, bir zamanlar berrak suları, bereketli toprakları ve şen kahkahalarıyla anılırken, bugün ağır kirlilik tehdidi altında.

Çocuk kahkahalarının, kuş cıvıltılarının ve su şırıltısının yankılandığı bu eşsiz doğa harikası, artık sanayi ve kanalizasyon atıklarıyla boğuşuyor. Bir zamanlar derenin serin suyunda yıkanan domatesler, iri taneli narlar, dev bal kabakları, taptaze fasulyeler ve mis kokulu biberler sofralara renk, midelere şifa olurdu. Dere kenarında toplanan sebzeler yenir, değirmenlerde un öğütülür, ekmek kokusu sokakları sarardı. Kuşlar dallarda şarkılar söyler, çocuklar taşların ve kumların üzerinde oyun kurardı.

Artık Balık Değil, Çöp Yüzüyor

Bugün ise tablo acı verici… Berrak suların yerini kirli, bulanık bir akış aldı. Balıkların yerine plastik atıklar ve endüstriyel kirlilik yüzüyor. Ali Terci, “Sevgili Hemşehrilerim, Evet, eski yıllar çok güzeldi. Hele o dereler öylesine mümbit, öylesine, şen, şakrat, öylesine coşkuluydu ki, bir yanda tertemiz, şakır şakır akan çay ve pınarlar, bir yanda, şıkır şıkır çalışan su değirmenleri, onların öğütüp yemeye doyamadığımız o ekmekleri, bir yanda onun sağladığı envayi çeşit, tadı, rayihasını, lezzetini hiç bir yörenin meyvesinde bulamadığımız o meyveler, ayvalar, şeftaliler, üzüm erikler hani nerde şimdi. Akşamları şen şakrak, keyifli sohbetler, bayırlarda yavaş yavaş yükünü uflaya pufluya Ulubey’e götürmeye çalışan o eşek ve beygir sesleri onlar bile çok güzeldi. Cumartesi akşamları akranlarla kurulan o herefene eğlenceleri, sokaklardaki bir çeşit sokak oyunlarını oynayan çocuklar, çocukluklarımız nerde? Hepsi bir Uşak Tabakhanesinin keyfine kurban edildi. Çok para kazansın, Uşağa gelir olsun dendi. Ne oldu. Çoğu battı. Sanırım bir iki tanesi de çalışıyor, arıtmayı tam çalıştırmıyor. Neymiş çok masraflıymış. Ulubeyli ne yaptı. Sessiz, suskun, kaderine razı, boynunu büktü. Bunun önlemini alabilecek olan iktidar partisine sadece oy verip benim derelerimi kurtar. Buna engel ol diyemedi. Ey Ulubeyli kardeşim sen uyu, bekle... Bir gün biri çıkar oraları kurtarıverir diye bekle. Daha çok bekleriz. Yazık, çok yazık. Niye sesini çıkarmıyorsun? Niye?” sözleriyle durumu özetliyor.

Kirlilik Tarımdan Sağlığa Her Şeyi Tehdit Ediyor

Mehmet Çanak ise kirliliğin etkilerini şöyle sıralıyor:

Tarım: Toprak verimi azalıyor, ürünler sağlıksız hale geliyor.

Sağlık: Kirli su, hem insan hem hayvan sağlığını tehdit ediyor.

Turizm: Ulubey Kanyonu ve çevresi cazibesini yitiriyor.

Ekosistem: Balıklardan bitkilere, tüm canlılar zarar görüyor.

Çözüm Çağrısı

Ulubey Deresi’nin yeniden hayat bulması için; Sanayi ve kanalizasyon atıkları kesin olarak durdurulmalı, Arıtma tesisleri tam kapasite çalışmalı, Yerel halk ve yetkililer birlikte hareket etmeli. Çünkü kaybolan sadece bir dere değil; Ulubey’in kalbi, Uşak’ın bereketi…