Uşak Tanıtım ve Kültür Gönüllüleri Derneği üyesi fotoğraf sanatçısı Alp Arslan Dur, Ulubey Kanyonu’nun derinliklerinde yaklaşık 1200 yıllık bir Çıtlık (Menengiç) ağacını fotoğrafladı.
Anadolu kültüründe “koruyucu ağaç” olarak bilinen bu kadim tür, hem doğanın hem de insan inancının simgesi olarak yüzyıllardır ayakta duruyor. Dur’un objektifinden yansıyan bu kadim ağaç, kökleriyle toprağa, dallarıyla gökyüzüne uzanarak insanın doğayla kurduğu kadim bağı sembolize ediyor. Eskiden, Çıtlık ağacının dallarından nazarlıklar yapılır, kötülüklerden korunmak için evlerin girişine asılırdı. Bugün ise bu ağaç, yalnızca bir doğa mirası değil; Uşak’ın kültürel belleğinde yaşayan bir anıt olarak Ulubey Kanyonu’nun kalbinde varlığını sürdürüyor.
Ulubey Kanyonu’nun kendine özgü iklimi, bu 1200 yıllık ağacın kök salmasına olanak tanıdı. Her bir dalı, bin yıllık Anadolu halk inançlarının, doğa sevgisinin ve koruma kültürünün izlerini taşıyor. Uşaklı doğaseverler, bu ağacı “Ulubey’in yaşayan tarihi” olarak adlandırıyor. Fotoğraf sanatçısı Alp Arslan Dur’un çektiği kareler, yalnızca bir ağacı değil; Uşak’ın doğayla kurduğu derin kültürel bağı da gözler önüne seriyor.
Ulubey Kanyonu: Doğayla Kültürün Buluştuğu Nokta
Türkiye’nin en büyük ikinci kanyonu olan Ulubey Kanyonu, benzersiz jeolojik yapısının yanı sıra bu tür bin yıllık doğal tanıklara da ev sahipliği yapıyor. Her yıl binlerce doğa ve fotoğraf tutkunu, bölgenin hem coğrafi hem de kültürel zenginliğini keşfetmek için kanyonu ziyaret ediyor. Kökleriyle toprağa, dallarıyla inanca uzanan bu 1200 yıllık ağaç, doğanın sessiz hafızasında hala konuşmaya devam ediyor.