Uzm. Kl. Psk. Oğuzhan Akçadağ, psikolojik travmaların beyinde yarattığı etkiler üzerine önemli açıklamalarda bulundu. Travmaların yalnızca ruhsal değil, nörolojik düzeyde de kalıcı izler bırakabileceğini belirten Akçadağ, özellikle amigdala, hipokampus ve prefrontal korteks bölgelerinde yapısal değişikliklerin görülebildiğini ifade etti.
Beyin Yapısındaki Değişiklikler
Travma sonrası stres bozukluğu yaşayan bireylerde amigdalanın aşırı aktif hale geldiğini ve sürekli bir kaygı hali yarattığını söyleyen Akçadağ, “Hipokampustaki küçülmeler, anıların işlenmesini zorlaştırıyor. Prefrontal korteksin işlev kaybı ise duygusal kontrol ve mantıklı karar verme süreçlerini etkiliyor” dedi.
Duygusal Düzenleme ve Hafıza Sorunları
Travma, bireylerin öfke, korku ve kaygı gibi duygularını yönetmelerini güçleştiriyor. Akçadağ, travmatik olayların detaylarının bazen hatırlanamadığını, bazen ise aşırı yoğun şekilde hatırlandığını vurguladı.
Stres ve Fiziksel Sağlık
Sürekli yüksek kortizol salınımının “savaş ya da kaç” tepkisini tetiklediğini belirten uzman, uzun vadede bu durumun kalp hastalıkları ve bağışıklık zayıflığı gibi fiziksel sağlık sorunlarına da yol açabileceğini kaydetti.
Bilişsel İşlevler ve Sosyal İlişkiler
Travma yaşayan kişilerde dikkat ve konsantrasyon sorunları sık görülüyor. Günlük yaşamda odaklanma ve problem çözme becerilerinin düşmesi, iş ve özel yaşamda zorluklara neden olabiliyor. Ayrıca travma, sosyal bağların zayıflamasına, güvensizlik ve yalnızlık hissine yol açabiliyor.
Uzun Vadeli Etkiler ve Terapi
Travmanın uzun vadede depresyon, anksiyete ve TSSB gibi psikiyatrik sorunlara yol açabileceğini hatırlatan Akçadağ, “Psikoterapi, bilişsel davranışçı terapi (BDT) ve EMDR gibi yöntemler travmanın etkilerini azaltmada etkili olabilir. Tedavi her bireye özel planlanmalıdır” ifadelerini kullandı.
Akçadağ, psikolojik travmaların bireylerin yaşam kalitesini doğrudan etkilediğini vurgulayarak, profesyonel destek almanın iyileşme sürecinde kritik önem taşıdığını söyledi. (Kaynak: DoktorTakvimi)