Yurt Dışı Fatihi Özkan Yalım Ne Yapıyor!..
Küçükler Barajı’nın kuruyan yatağı, sadece suyun değil, yönetim iradesinin de çekildiği bir aynaya dönüşmüş durumda. Belediye yönetimi, “çözüm arayışında” demekle yetiniyor ama sahada görünen tablo, çözümsüzlüğün derinleştiğini gösteriyor. Üstelik kentin su sıkıntısı büyürken, Yurt Dışı Fatihi Belediye Başkanı Özkan Yalım’ın sürekli yurt dışı ve yurt içi geziler başta olmak üzere özellikle Avrupa programlarında olması vatandaşın gözünde haklı olarak soru işaretleri yaratıyor. Avrupa’nın yeşil şehirlerini gezmek elbette vizyon göstergesi olabilir ama asıl vizyon, Uşaklı’nın evinde musluktan akan suyun sürekliliğini sağlamaktır.
Uşak’a içme suyu sağlayan Küçükler Barajı, artık alarm veriyor. Barajı beslemek için Baltalı Göleti’nden boru hattıyla yapılan su transferi yeni bir tartışmayı beraberinde getirdi. “Bir barajı kurtarırken bir göleti kurutmak çözüm mü?” diye soruyor çevreciler. Kısa vadeli reflekslerle günü kurtarmak doğanın dengesini bozar; tarımı, yaban hayatını ve yeraltı su dengesini tehdit eder. Bir bölgeyi yaşatırken diğerini kurutmak, ekosistemin sessiz çığlığını duymamaktır.
Belediyeye defalarca yaptığımız uyarılara rağmen, tarihi sokak çeşmelerinde hala boşa akan sular içimizi sızlatıyor. Susuzluğun kol gezdiği bir şehirde, bu manzara sadece israf değil, vurdumduymazlığın göstergesi. Daha da acı olanı, kimi vatandaşların hala araba ve halı yıkamak için bu çeşmeleri kullanması… Bu şehir, bir damla suyun bile kıymetini bilmeyi tarihinden öğrenmişti. Ne oldu da bu bilinç kayboldu? Su, sadece bir kaynak değil; ortak geleceğimizin teminatı. Boşa akan her damla, yarınlarımızdan çocuklarımızdan çalınan bir değerdir.
Yeraltı Borularında Kaçak: Görünmez Ama Yıkıcı
Ve işin bir de görünmeyen kısmı var: yeraltı su şebekelerindeki kaçaklar ve kayıplar. Eski, bakımsız boru hatları, hatalı bağlantılar ve zaman içinde artan kaçak oranları, suyun ciddi oranda kaybolmasına yol açıyor. Musluktan akan suyun yokluğunun sorumlusu bazen günah keçisi gibi gösterilen doğa değil; bakım yapılmayan altyapı ve yıllardır ertelenen yatırım kararlarıdır.
Her on litrenin içinden sessizce kaybolan bir litre, belediye bütçesinden onca kaynağın boşa harcanması vatandaşın faturasına yansıyor demektir. Önlem alınmazsa, su tasarrufu çağrıları havada kalan nutuklara dönüşür. Öncelik, suyun kaynakta muhafazası, hatların hızlı tespiti ve onarımı olmalı; boru kaçaklarına yönelik süratli envanter, bakım planı ve şeffaf harcama takibi hayata geçirilmelidir. Bu, teknik bir iş olduğu kadar siyasi bir sınavdır: yönetim kaynakları nereye yatırdığıyla ölçülür.
Uşakspor ve Gerçek Öncelikler
Kentteki spor gündemi de benzer bir ihmalin yansıması. Uşakspor, son dönemde bahis gelirleri ve yönetim tartışmalarıyla anılır hale geldi. Oysa spor, gençliğe umut, topluma enerji verir. Bugün Uşak’ta bazı sporcular sahada ter dökmek yerine bahis oranlarını konuşuyorsa, ortada ciddi bir değer kaybı vardır. Bir şehir, suyunu da sporcusunu da aynı bilinçle korumalıdır.
Uşak, Seyirci Kalma Lüksüne Sahip Değil
Hem su krizi hem sportif kriz, Uşak’ı “seyirci” konumuna itti. Oysa Uşak, tarih boyunca üretkenliği, vicdanı ve çalışkanlığıyla öne çıkmış bir ilkler şehri. Şimdi yeniden bu kimliği hatırlama zamanı. Belediye; şeffaf, sürdürülebilir ve çevreye duyarlı bir su yönetimi politikası geliştirmeli, yeraltı şebekelerindeki kaçakları en kısa zamanda tespit edecek bir program başlatmalı, Baltalı ve Küçükler için ekosistem dostu, uzun vadeli su planları hazırlamalıdır. Vatandaş ise sadece eleştiren değil, sahip çıkan, bilinçli bir takipçi olmalı. Kuruyan sadece Küçükler, Baltalı, Banaz Kızılcasöğüt, Akkeçili ve daha diğer gölet ve barajlarda örnek. İçleri boş, önlerinde koca bir set baraj şehri haline geldik. Uşak’ta susuzluk yalnızca barajlarda değil, ilgide, öncelikte, vicdanda da yaşanıyor. Eğer bu şehir kendi suyunu, değerini ve vicdanını koruyamazsa; kuruyan sadece toprak değil, Uşak’ın geleceği olur. Saygılarımla!...