whatsapp

UŞAKLILARIN EN GÜZEL GÜNÜ YUNAN İŞGALİNİN SON GÜNÜ

Manşet 02.09.2024 - 00:00, Güncelleme: 31.08.2024 - 13:39 2228 kez okundu.
 

UŞAKLILARIN EN GÜZEL GÜNÜ YUNAN İŞGALİNİN SON GÜNÜ

Uşaklı yazar Sadık Uşaklıgil, Uşaklıların en güzel günü Yunan işgalinin son günü 1 Eylül 1922’yi anlattı.
Uşaklı yazar Sadık Uşaklıgil, 1 Eylül Uşak’ın Kurtuluşu kapsamına ilişkin sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda; “Sakarya Savaşı'nda Yunanlar artık saldırı güçlerinin yetersiz kaldığını görmüş ve savunma hattına çekilmişlerdi. Moralleri de çok bozulmuştu. 30 Ağustos Dumlupınar Meydan Muharebesi'nde Yunanlar ağır bir yenilgiye uğradılar. Gedikler-Çalköy yoluyla Uşak'a doğru çekilmeye başladılar. Yunan askerlerini kovalayan Türk askerleri 1 Eylül 1922 saat 19:30'da Uşak'a girdiler. Ne mutlu bir gündü o gün! Panik içindeki Yunan ordusu Uşaklı Rumları iki-üç gün önce trenlerle İzmir'e yollamış, Türk birlikleri yetişmeden şehri terk etmişler ancak yüzlerce sivil kadın, erkek, çocuk Uşaklı'yı sokak ortalarında ailelerinin yanında kurşunlamışlardı. Kundakçılıkla görevli bir Yunan artçı birliği şehri ateşe vermişti. Buna rağmen, ne mutlu bir gündü o gün. Uşak'a ilk giren süvari güçlerinin başındaki İzzettin Çalışlar, çarşıda ve bir kısım mahallelerde sürmekte olan yangına karşı hemen tedbirler almıştır. Çünkü halk, yanmakta olan evlerini, iş yerlerini neredeyse tamamen unutmuş, büyük bir sevinç içinde eski bir Türk geleneğine uyarak askerlerimize su ikram etmeye koşmuşlardır” sözlerini kullandı. Uşaklıgil, Yunan kumandanı Trikopis’in esareti kapsamına ilişkin; “Ertesi gün ikindi vakti Mustafa Kemal Paşa, Fevzi ve İsmet Paşalarla birlikte, üstü açık bir otomobille Uşak'a girmişlerdir. Garp Cephesi Kumandanı İsmet Paşa, Bacakların Zeki Bey'in evinde, M. Kemal Paşa ise Kaftancıların evinde karargâh kurmuşlardır. Yunan başkumandanı General Trikopis Göğem Köyü yakınlarında teslim olmuştur. Kaftancılar evine getirilen Trikopis'e Mustafa Kemal Paşa gayet iyi davranmıştır. Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, Trikopis’in esareti haberini aldığı zaman, kendisiyle görüşmek istemişti. Esir generali getirdiklerinde bir pafta üzerinden harekâtı takip ediyordu. Trikopis’i huzuruna kabul ederek şu soruyu sormuştu: ‘Bundan birkaç ay evvel başkomutanınız Hacı Anesti cepheyi teftişten avdetinde, gazetecilere vâki beyanatında ‘Mustafa Kemal mi? Fakat bu isimde bir kumandan tanımıyorum, cephede hiç bir yerde rast gelemedim’ demişti. Şimdi bir haftadır meydan-ı muharebedeyim. Başkumandanınızı göremedim. Nerededir?’ Mustafa Kemal Paşa, bu sözlerinden sonra, Yunan Hükümeti tarafından Hacı Anesti’nin yerine Yunan Orduları Başkumandanı tayin edilen, fakat yollar süvarilerimiz tarafından kesilip emrin elimize geçmesi üzerine, durumdan habersiz olan Trikopis’e başkomutanlığını tebliğ etmişti” ifadelerine yer verdi. General Trikopis'in esir edildiği Göğem Köyü'ndeki anıtın kitabesindeki yazı kapsamında Uşaklıgil, “ Kitabedeki yazı; ‘Ey Türk Oğlu… Burası 2/3 Eylül 1922 Cumartesi saat 22.30’da Yunan Orduları Başkumandanı General Trikopis ile maiyetinde bulunan İkinci Kolordu Kumandanı Albay Vangelis, Albay Kalinalis ve kurmay başkanları ile yaverlerinin muzaffer Türk Ordularının Beşinci Kafkas Tümeni Komutanı Kurmay Albay Dadaylı Halit Bey Akmansü tarafından teslim alındığı yerdir. Burada çevreni gururla seyret. Türklüğün İstiklâl aşkına ve Türk Ordularının kahramanlığına inan ve güvenini tazele. Türklüğün geleceğine hız alarak ayrıl.’ İliştirdiğim fotoğrafta Uşak'ta esir edilen Yunan Başkomutanı General Trikopis ve maiyeti, Türk subaylar arasında görülüyor. O günün hemen öncesinde Uşaklıların bir çoğu evlerini, işyerlerini, servetlerini kaybetmiş olmalarına rağmen, sevinçten günlerce uyuyamamışlardır. Sevgili hemşehrilerim, kurtuluş gününüz kutlu olsun” sözlerine yer verdi. 1 Eylül 1922 Uşak'ın kurtuluşu Sosyal medya hesabında, Uşak'ı kurtaran Korgeneral İzzettin Çalışlar'ın anılarından bir yazı paylaşan Uşaklı Haldun Temel Ersan, “30 Ağustos'ta bozguna uğrayıp kaçan Yunan kuvvetleri önlerine gelen her yeri yakıp yıkarak ve yerli halktan direnenleri şehit ederken birliklerimizde 1 Eylül 1922 günü ikindi vakti Uşak ovasından şehre doğru süratle ilerliyordu. Şehrimiz alevler içinde yanıyor, dumanlar gökyüzüne yükseliyordu. Şehre ilerleyen birliklerimizin başında komutan İzzettin Çalışlar bulunuyordu. Şehrin üzerindeki yangın dumanlarını gören İzzettin Paşa ilk iş olarak Yüzbaşı Mufahhan'ın süvari bölüğünü dört nala şehre yetiştirmiştir. Akşama doğrukaranlık basmadan piyade öncüleri ve kolordu karargahı da şehre girer. Çarşıda başlayan yangınlar söndürülmüştür. O anda şehrin manzarası sakin ve halk sevinç içindedir. Ve şehri kurtaran birliğin komutanı tam bu sevinç çığlıkları arasında Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın ‘Ordular İlk Hedefiniz Akdenizdir İleri’ emrini almıştır. Uşak'ı kurtaran Korgeneral İzzettin Çalışlar'ın anılarından özetlenmiştir” ifadelerine değindi.  
Uşaklı yazar Sadık Uşaklıgil, Uşaklıların en güzel günü Yunan işgalinin son günü 1 Eylül 1922’yi anlattı.

Uşaklı yazar Sadık Uşaklıgil, 1 Eylül Uşak’ın Kurtuluşu kapsamına ilişkin sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda; “Sakarya Savaşı'nda Yunanlar artık saldırı güçlerinin yetersiz kaldığını görmüş ve savunma hattına çekilmişlerdi. Moralleri de çok bozulmuştu. 30 Ağustos Dumlupınar Meydan Muharebesi'nde Yunanlar ağır bir yenilgiye uğradılar. Gedikler-Çalköy yoluyla Uşak'a doğru çekilmeye başladılar. Yunan askerlerini kovalayan Türk askerleri 1 Eylül 1922 saat 19:30'da Uşak'a girdiler. Ne mutlu bir gündü o gün! Panik içindeki Yunan ordusu Uşaklı Rumları iki-üç gün önce trenlerle İzmir'e yollamış, Türk birlikleri yetişmeden şehri terk etmişler ancak yüzlerce sivil kadın, erkek, çocuk Uşaklı'yı sokak ortalarında ailelerinin yanında kurşunlamışlardı. Kundakçılıkla görevli bir Yunan artçı birliği şehri ateşe vermişti. Buna rağmen, ne mutlu bir gündü o gün. Uşak'a ilk giren süvari güçlerinin başındaki İzzettin Çalışlar, çarşıda ve bir kısım mahallelerde sürmekte olan yangına karşı hemen tedbirler almıştır. Çünkü halk, yanmakta olan evlerini, iş yerlerini neredeyse tamamen unutmuş, büyük bir sevinç içinde eski bir Türk geleneğine uyarak askerlerimize su ikram etmeye koşmuşlardır” sözlerini kullandı.

Uşaklıgil, Yunan kumandanı Trikopis’in esareti kapsamına ilişkin; “Ertesi gün ikindi vakti Mustafa Kemal Paşa, Fevzi ve İsmet Paşalarla birlikte, üstü açık bir otomobille Uşak'a girmişlerdir. Garp Cephesi Kumandanı İsmet Paşa, Bacakların Zeki Bey'in evinde, M. Kemal Paşa ise Kaftancıların evinde karargâh kurmuşlardır. Yunan başkumandanı General Trikopis Göğem Köyü yakınlarında teslim olmuştur. Kaftancılar evine getirilen Trikopis'e Mustafa Kemal Paşa gayet iyi davranmıştır. Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, Trikopis’in esareti haberini aldığı zaman, kendisiyle görüşmek istemişti. Esir generali getirdiklerinde bir pafta üzerinden harekâtı takip ediyordu. Trikopis’i huzuruna kabul ederek şu soruyu sormuştu: ‘Bundan birkaç ay evvel başkomutanınız Hacı Anesti cepheyi teftişten avdetinde, gazetecilere vâki beyanatında ‘Mustafa Kemal mi? Fakat bu isimde bir kumandan tanımıyorum, cephede hiç bir yerde rast gelemedim’ demişti. Şimdi bir haftadır meydan-ı muharebedeyim. Başkumandanınızı göremedim. Nerededir?’ Mustafa Kemal Paşa, bu sözlerinden sonra, Yunan Hükümeti tarafından Hacı Anesti’nin yerine Yunan Orduları Başkumandanı tayin edilen, fakat yollar süvarilerimiz tarafından kesilip emrin elimize geçmesi üzerine, durumdan habersiz olan Trikopis’e başkomutanlığını tebliğ etmişti” ifadelerine yer verdi.

General Trikopis'in esir edildiği Göğem Köyü'ndeki anıtın kitabesindeki yazı kapsamında Uşaklıgil, “ Kitabedeki yazı; ‘Ey Türk Oğlu… Burası 2/3 Eylül 1922 Cumartesi saat 22.30’da Yunan Orduları Başkumandanı General Trikopis ile maiyetinde bulunan İkinci Kolordu Kumandanı Albay Vangelis, Albay Kalinalis ve kurmay başkanları ile yaverlerinin muzaffer Türk Ordularının Beşinci Kafkas Tümeni Komutanı Kurmay Albay Dadaylı Halit Bey Akmansü tarafından teslim alındığı yerdir. Burada çevreni gururla seyret. Türklüğün İstiklâl aşkına ve Türk Ordularının kahramanlığına inan ve güvenini tazele. Türklüğün geleceğine hız alarak ayrıl.’ İliştirdiğim fotoğrafta Uşak'ta esir edilen Yunan Başkomutanı General Trikopis ve maiyeti, Türk subaylar arasında görülüyor. O günün hemen öncesinde Uşaklıların bir çoğu evlerini, işyerlerini, servetlerini kaybetmiş olmalarına rağmen, sevinçten günlerce uyuyamamışlardır. Sevgili hemşehrilerim, kurtuluş gününüz kutlu olsun” sözlerine yer verdi.

1 Eylül 1922 Uşak'ın kurtuluşu

Sosyal medya hesabında, Uşak'ı kurtaran Korgeneral İzzettin Çalışlar'ın anılarından bir yazı paylaşan Uşaklı Haldun Temel Ersan, “30 Ağustos'ta bozguna uğrayıp kaçan Yunan kuvvetleri önlerine gelen her yeri yakıp yıkarak ve yerli halktan direnenleri şehit ederken birliklerimizde 1 Eylül 1922 günü ikindi vakti Uşak ovasından şehre doğru süratle ilerliyordu. Şehrimiz alevler içinde yanıyor, dumanlar gökyüzüne yükseliyordu. Şehre ilerleyen birliklerimizin başında komutan İzzettin Çalışlar bulunuyordu. Şehrin üzerindeki yangın dumanlarını gören İzzettin Paşa ilk iş olarak Yüzbaşı Mufahhan'ın süvari bölüğünü dört nala şehre yetiştirmiştir. Akşama doğrukaranlık basmadan piyade öncüleri ve kolordu karargahı da şehre girer. Çarşıda başlayan yangınlar söndürülmüştür. O anda şehrin manzarası sakin ve halk sevinç içindedir. Ve şehri kurtaran birliğin komutanı tam bu sevinç çığlıkları arasında Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın ‘Ordular İlk Hedefiniz Akdenizdir İleri’ emrini almıştır. Uşak'ı kurtaran Korgeneral İzzettin Çalışlar'ın anılarından özetlenmiştir” ifadelerine değindi.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve usakhabergazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.