tinfishgaslamp.com abusidiqu.com lapalmroyalbeachhotel.com

bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler 2023 https://playdotjs.com/

whatsapp

BİR FOTOĞRAFIN AYNASINDA YUNAN İŞGALİNDE UŞAKLI SÜRGÜNLER

Manşet 27.04.2024 - 00:05, Güncelleme: 26.04.2024 - 14:48 521 kez okundu.
 

BİR FOTOĞRAFIN AYNASINDA YUNAN İŞGALİNDE UŞAKLI SÜRGÜNLER

Haldun Temel Ersan’ın paylaşımınla tarihimize ışık tutan bir resim.
Bugün paylaştığım arkasında 1 Teşrinisani 1337 ( 1 Kasım 1921) Girit hatırası yazan tarihi fotoğraf çocukluğumuzda dedelerimizden dinlediğimiz “Yunanlılar önce bizi İzmir’e,oradan Atina’ya oradan da Girit adasına sürgün gönderdiler’le başlayan anılarının gerçekliğini kanıtlayan çok değerli bir fotoğraftır.Arka yüzündeki uzmanların zor okuyabildikleri elle yazılmış eski yazı ibarede de” Sevgili oğlum Akif’ime.Merkezi Erkanı Harbiyedeki gurup arasındaki fotoğrafımı buldum.Sana hatıra fotoğrafımı gönderiyorum,hıfz et.Gözlerinden öperim “ denilmektedir.Resmin arkasında fotoğrafı çeken Rum fotoğrafçının Rumca yazılı çok silik damgası vardır. Face den bir arkadaşım damgadaki yazıda “İraklion Kritis Xantakos” yazdığını belirtmiştir. İraklion Osmanlıların verdiği isimle Girit’in en büyük şehri Kandiye’dir. Bu resimdeki sürgünlerden üçünü akrabam olduğu için tanıyorum. Resimde oturanlardan soldan 1.Pazaroğlu Emin Efendi; Bacakoğlu iplik fabrikasını kuran kardeşlerin en büyüğü olan ve Tiritoğlu Mehmet Paşanın muhasebeciliğini yapan Bacakoğlu Ali’nin damadıdır. Bu resmi ailesine gönderen odur. Oturanlardan soldan dördüncü kişi Ali Bacakoğlu’nun oğlu Zeki Bacak’tır. Ayakta soldan birinci Uşak Müdafaa-i Hukuk üyesi Mustafa Bacak’ın oğlu Tevfik Bacakoğlu’dur. Uşak’ta önde gelen Kuva-yı Milliyecilerden olan Mustafa Bacak’ı yakalamak için Yunanlılar, şehri işgal ettikten sonra Bacakoğullarından Tevfik Fikret ,Zeki ve dedem Osman beyleri Atina’ya oradan da Girit Adası’na sürmüşler. Dedemin de içinde olduğu toplu bir Uşaklı sürgünler fotoğrafı evimizdeki albümde dururdu. Henüz bulamadık. Fotoğrafta ortada oturan kişi Uşakta iplik ve şayak fabrikası sahiplerinden Yılancıoğlu İsmail Azmi efendidir. İsmail Azmi efendi fabrikasında iken Yunan askerleri tarafından esir alınmıştır. Fabrikadan ayrılmadan önce bir kese altını gizlice yanına alabilmiştir. Bu altınlar esir kaldıkları koğuşlarda hem kendisinin hem de koğuşun ihtiyaçlarını gidermede çok işe yaramıştır Resimde ayakta sağdaki kişi Etem Kaya Beydir. Uşak’tan Atina’ya götürülenlerin arasında yer alan kuva-yı milliyeci Etem Kaya sonradan Girit adasındaki Hanya’ya sürülmüştür. Resimdeki diğer iki kişiyi bilmiyoruz. Resim arkasındaki yazıda sürgünlerin isimleri olduğunu düşünmüştüm , yoktu.Bu sunumumu görenlerin akrabalarından sürgün gidenler varsa dedelerinin gençlik resimlerine bakarak bu resimde olup olmadıklarını bildirirlerse resimdeki isimleri tamamlayabiliriz. Paylaştığım fotoğrafın diğer bir özelliği de ne Uşak, ne Gediz kaynaklarında sürgün olarak bahsedilmemiş olmasına karşın şu an elimizde bulunan Atina ve Girit fotoğraflarının Gedizli Pazaroğlu Emin efendiden gelmiş olmasıdır. Pazaroğlu Emin efendi Uşak Gediz arasında 34. Km.de bulunan Enüştü çiftliğinin sahibidir.1915’lerde Uşaklı Bacakoğlu Ali Efendinin damadı olarak Uşak’a yerleşir.Uşak Tarihi kitabını yazdıktan sonra Uşaktan sürgün gidenleri kapı kapı dolaşarak tesbit eden Haşim Tümer’in Bacakzade Osman,Bacakzade Tevfik ve Zeki beyleri listeye aldığı, Pazarzade Emin ‘i ise Gedizli olduğundan dolayı listeye almadığını sanıyorum. Gedizli araştırmacılar da 1915 'de Uşak'a yerleşen,buradan 1921 de esarete giden ve esaretten 1923 de dönebilen ve sonradan Gediz’de belediye başkanlığı (1927-1930) yapmasına rağmen bu sürgün olayından kitaplarında bahsetmemişlerdir.Mehmet Pınar'ın çok kapsamlı bir kitap olan Gediz Ansiklopedisinde bile bu esaret olayından bahsedilmemiştir.Uşak’tan Atina’ya sürgün gönderilmeleri olayını günlüğünde anlatan Hasan Yılancıoğlu 19 Uşaklının İzmir’e gönderildikleri sırada Emin beyin bir odada tutsak tutulduğundan bahsetmektedir. Sadiye Tutsak’ın Esirler ve sürgünler konusundaki “Esaret Sancısı” adlı eseri bu konuda gerçekten en yetkin araştırmadır. Kitapta Emin Pazaroğlu’nun Uşak’ta bir müddet Pekmez hanında tutulduktan sonra umumi hapishaneye gönderildiğinden bahsedilmektedir(Kitabın 329-330.sayfaları). Pazarzade Emin beyin Atina ve Girit’ten yolladığı fotoğraflar 19 kişilik sürgün kafilesinden bir müddet sonra sürgüne gönderildiğini kanıtlamaktadırlar. İşte bir fotoğrafın aynasının bize gösterdikleri bunlar. Emin Pazaroğlu’nun esaretinin geçtiği Atina ve Girit Adasından ailesine gönderdiği resimleri geçen yıl ve önceki yıl bugünlerde paylaşmıştım.Daha sonra elime Emin Pazaroğlu'nun Hanya Mevlevihanesinde çekilen resimlerini tesadüfen buldum.Kurtuluş savaşını kazandığımız günlerde Yunanlılar bizim esir ve sürgünleri kendilerinin Türkiye 'deki esirleri ile takas edebilmeleri için Girit'te serbest bırakmışlar.Bu serbestlik oradaki Yunan idaresinin gözetimindeki bir serbestlik şeklindeymiş,yani ücretini ödeyerek İstediği yerde kalabilir ve ihtiyaçlarını karşılayabilirlermiş. Giritte esarette bulunan Anadolu'nun değişik yerlerinden gelen sürgünlerde yurda dönene kadar kendilerini kabul eden Hanya Mevlevihanesinde kalmışlar.Nuri Köstüklü'nün "Yurt Savunmasında Mevlevihaneler"kitabından ve İsmail Kara'nın "Hanya/Girit Mevlevihanesi" kitabından aldığım resimleride ilişikte paylaşıyorum,Bu resimlerde Emin Pazaroğlu dan başka Uşak'tan giden sürgüne rastlamadım.Buradan diğer sürgünlerimizin Girit'teki diğer şehirlerde olduğunu çıkarabiliriz. Lozan Antlaşması’nın öngördüğü ve Türk ve Yunan yetkililerin 30 Ocak 1923 tarihinde imzaladıkları nüfus mübadelesi protokolü çerçevesinde, Girit’teki Müslümanlar’la birlikte Girit Mevlevihanesi de göç hazırlıklarına başlamıştır.Yıllardır çatışma, yağma, korku ve gelecek endişesi içinde yaşayan ve sürekli baskı ve yıldırma politikaları karşısında Girit’te tutunma mücadelesi veren Müslümanlar ve özellikle Mevlevihane bu son günlerinde bile, Trakya ve Batı Anadolu’dan Yunanlar’ın çekilirken yanlarında getirmiş olduğu Türk esirlerle çok yakından ilgilenmiş,Postnişin Mehmed Şemseddin Dede, Girit’teki Türk esirlerin büyük bir bölümünü Mevlevîhane’de misafir etmiştir. .Bugün paylaştığım yedi sürgünü bir arada gösteren resmi gönderen Emin Pazaroğlu’nun torunu Demet Pazaroğlu’na çok teşekkür ederim.Bacakoğlu ailesinin hakkındaki bilgiler için Haşim Tümer’in “Uşak Tarihi” kitabından ; esirler ve sürgünlerle ilgili bilgiler için Sadiye Tutsak’ın “Esaret Sancısı’’ kitabından yararlandım.Haşim Tümer hocamızı rahmetle anarken,araştırmacı akademisyen Sadiye Tutsak’a da Uşak tarih ve kültürünü aydınlatan çalışmalarından dolayı çok teşekkür ederim.  
Haldun Temel Ersan’ın paylaşımınla tarihimize ışık tutan bir resim.

Bugün paylaştığım arkasında 1 Teşrinisani 1337 ( 1 Kasım 1921) Girit hatırası yazan tarihi fotoğraf çocukluğumuzda dedelerimizden dinlediğimiz “Yunanlılar önce bizi İzmir’e,oradan Atina’ya oradan da Girit adasına sürgün gönderdiler’le başlayan anılarının gerçekliğini kanıtlayan çok değerli bir fotoğraftır.Arka yüzündeki uzmanların zor okuyabildikleri elle yazılmış eski yazı ibarede de” Sevgili oğlum Akif’ime.Merkezi Erkanı Harbiyedeki gurup arasındaki fotoğrafımı buldum.Sana hatıra fotoğrafımı gönderiyorum,hıfz et.Gözlerinden öperim “ denilmektedir.Resmin arkasında fotoğrafı çeken Rum fotoğrafçının Rumca yazılı çok silik damgası vardır. Face den bir arkadaşım damgadaki yazıda “İraklion Kritis Xantakos” yazdığını belirtmiştir. İraklion Osmanlıların verdiği isimle Girit’in en büyük şehri Kandiye’dir.

Bu resimdeki sürgünlerden üçünü akrabam olduğu için tanıyorum. Resimde oturanlardan soldan 1.Pazaroğlu Emin Efendi; Bacakoğlu iplik fabrikasını kuran kardeşlerin en büyüğü olan ve Tiritoğlu Mehmet Paşanın muhasebeciliğini yapan Bacakoğlu Ali’nin damadıdır. Bu resmi ailesine gönderen odur. Oturanlardan soldan dördüncü kişi Ali Bacakoğlu’nun oğlu Zeki Bacak’tır. Ayakta soldan birinci Uşak Müdafaa-i Hukuk üyesi Mustafa Bacak’ın oğlu Tevfik Bacakoğlu’dur. Uşak’ta önde gelen Kuva-yı Milliyecilerden olan Mustafa Bacak’ı yakalamak için Yunanlılar, şehri işgal ettikten sonra Bacakoğullarından Tevfik Fikret ,Zeki ve dedem Osman beyleri Atina’ya oradan da Girit Adası’na sürmüşler. Dedemin de içinde olduğu toplu bir Uşaklı sürgünler fotoğrafı evimizdeki albümde dururdu. Henüz bulamadık.

Fotoğrafta ortada oturan kişi Uşakta iplik ve şayak fabrikası sahiplerinden Yılancıoğlu İsmail Azmi efendidir. İsmail Azmi efendi fabrikasında iken Yunan askerleri tarafından esir alınmıştır. Fabrikadan ayrılmadan önce bir kese altını gizlice yanına alabilmiştir. Bu altınlar esir kaldıkları koğuşlarda hem kendisinin hem de koğuşun ihtiyaçlarını gidermede çok işe yaramıştır Resimde ayakta sağdaki kişi Etem Kaya Beydir. Uşak’tan Atina’ya götürülenlerin arasında yer alan kuva-yı milliyeci Etem Kaya sonradan Girit adasındaki Hanya’ya sürülmüştür. Resimdeki diğer iki kişiyi bilmiyoruz. Resim arkasındaki yazıda sürgünlerin isimleri olduğunu düşünmüştüm , yoktu.Bu sunumumu görenlerin akrabalarından sürgün gidenler varsa dedelerinin gençlik resimlerine bakarak bu resimde olup olmadıklarını bildirirlerse resimdeki isimleri tamamlayabiliriz.

Paylaştığım fotoğrafın diğer bir özelliği de ne Uşak, ne Gediz kaynaklarında sürgün olarak bahsedilmemiş olmasına karşın şu an elimizde bulunan Atina ve Girit fotoğraflarının Gedizli Pazaroğlu Emin efendiden gelmiş olmasıdır. Pazaroğlu Emin efendi Uşak Gediz arasında 34. Km.de bulunan Enüştü çiftliğinin sahibidir.1915’lerde Uşaklı Bacakoğlu Ali Efendinin damadı olarak Uşak’a yerleşir.Uşak Tarihi kitabını yazdıktan sonra Uşaktan sürgün gidenleri kapı kapı dolaşarak tesbit eden Haşim Tümer’in Bacakzade Osman,Bacakzade Tevfik ve Zeki beyleri listeye aldığı, Pazarzade Emin ‘i ise Gedizli olduğundan dolayı listeye almadığını sanıyorum. Gedizli araştırmacılar da 1915 'de Uşak'a yerleşen,buradan 1921 de esarete giden ve esaretten 1923 de dönebilen ve sonradan Gediz’de belediye başkanlığı (1927-1930) yapmasına rağmen bu sürgün olayından kitaplarında bahsetmemişlerdir.Mehmet Pınar'ın çok kapsamlı bir kitap olan Gediz Ansiklopedisinde bile bu esaret olayından bahsedilmemiştir.Uşak’tan Atina’ya sürgün gönderilmeleri olayını günlüğünde anlatan Hasan Yılancıoğlu 19 Uşaklının İzmir’e gönderildikleri sırada Emin beyin bir odada tutsak tutulduğundan bahsetmektedir. Sadiye Tutsak’ın Esirler ve sürgünler konusundaki

“Esaret Sancısı” adlı eseri bu konuda gerçekten en yetkin araştırmadır. Kitapta Emin Pazaroğlu’nun Uşak’ta bir müddet Pekmez hanında tutulduktan sonra umumi hapishaneye gönderildiğinden bahsedilmektedir(Kitabın 329-330.sayfaları). Pazarzade Emin beyin Atina ve Girit’ten yolladığı fotoğraflar 19 kişilik sürgün kafilesinden bir müddet sonra sürgüne gönderildiğini kanıtlamaktadırlar. İşte bir fotoğrafın aynasının bize gösterdikleri bunlar.

Emin Pazaroğlu’nun esaretinin geçtiği Atina ve Girit Adasından ailesine gönderdiği resimleri geçen yıl ve önceki yıl bugünlerde paylaşmıştım.Daha sonra elime Emin Pazaroğlu'nun Hanya Mevlevihanesinde çekilen resimlerini tesadüfen buldum.Kurtuluş savaşını kazandığımız günlerde Yunanlılar bizim esir ve sürgünleri kendilerinin Türkiye 'deki esirleri ile takas edebilmeleri için Girit'te serbest bırakmışlar.Bu serbestlik oradaki Yunan idaresinin gözetimindeki bir serbestlik şeklindeymiş,yani ücretini ödeyerek İstediği yerde kalabilir ve ihtiyaçlarını karşılayabilirlermiş. Giritte esarette bulunan Anadolu'nun değişik yerlerinden gelen sürgünlerde yurda dönene kadar kendilerini kabul eden Hanya Mevlevihanesinde kalmışlar.Nuri Köstüklü'nün "Yurt Savunmasında Mevlevihaneler"kitabından ve İsmail Kara'nın "Hanya/Girit Mevlevihanesi" kitabından aldığım resimleride ilişikte paylaşıyorum,Bu resimlerde Emin Pazaroğlu dan başka Uşak'tan giden sürgüne rastlamadım.Buradan diğer sürgünlerimizin Girit'teki diğer şehirlerde olduğunu çıkarabiliriz.

Lozan Antlaşması’nın öngördüğü ve Türk ve Yunan yetkililerin 30 Ocak 1923 tarihinde imzaladıkları nüfus mübadelesi protokolü çerçevesinde, Girit’teki Müslümanlar’la birlikte Girit Mevlevihanesi de göç hazırlıklarına başlamıştır.Yıllardır çatışma, yağma, korku ve gelecek endişesi içinde yaşayan ve sürekli baskı ve yıldırma politikaları karşısında Girit’te tutunma mücadelesi veren Müslümanlar ve özellikle Mevlevihane bu son günlerinde bile, Trakya ve Batı Anadolu’dan Yunanlar’ın çekilirken yanlarında getirmiş olduğu Türk esirlerle çok yakından ilgilenmiş,Postnişin Mehmed Şemseddin Dede, Girit’teki Türk esirlerin büyük bir bölümünü Mevlevîhane’de misafir etmiştir.

.Bugün paylaştığım yedi sürgünü bir arada gösteren resmi gönderen Emin Pazaroğlu’nun torunu Demet Pazaroğlu’na çok teşekkür ederim.Bacakoğlu ailesinin hakkındaki bilgiler için Haşim Tümer’in “Uşak Tarihi” kitabından ; esirler ve sürgünlerle ilgili bilgiler için Sadiye Tutsak’ın “Esaret Sancısı’’ kitabından yararlandım.Haşim Tümer hocamızı rahmetle anarken,araştırmacı akademisyen Sadiye Tutsak’a da Uşak tarih ve kültürünü aydınlatan çalışmalarından dolayı çok teşekkür ederim.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve usakhabergazetesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.