Okula başlamak her çocuk için önemli bir dönüm noktası. Bazı çocuklar bu süreci kolayca atlatırken, bazılarında alışma dönemi uzayabiliyor. Bu noktada aile tutumları, arkadaş ilişkileri, kardeş kıskançlığı, ulaşım sorunları ve evde geçirilen zaman gibi faktörler büyük rol oynuyor.
Ayrılık Kaygısı En Büyük Engel
Çocuklarda sık rastlanan durumlardan biri de ayrılık kaygısı bozukluğu. Bu rahatsızlık; okula gitmek istememe, sürekli geç kalma, anneden ayrılmakta zorlanma, ağlama, baş ağrısı, mide bulantısı gibi belirtilerle kendini gösterebiliyor. Çocuğun “annemi bir daha göremeyeceğim” ya da “kaybolacağım” gibi yoğun korkular yaşaması da uyum sürecini zorlaştırıyor.
Aileler Nasıl Bir Yol İzlemeli?
Uzmanlara göre ailelerin bu süreçte tutarlı ve kararlı bir tutum sergilemesi şart.
Çocuğa okula gitmenin zorunlu olduğu net bir şekilde anlatılmalı.
Aile içinde tutarsızlık olmamalı, anne ve baba aynı dili kullanmalı.
Çocuğun olumlu davranışları desteklenmeli ve motive edilmelidir.
Aşırı koruyucu yaklaşımlar yerine, çocuğun sorumluluk almasına fırsat verilmelidir.
Eğer ayrılık kaygısı bozukluğu düşünülüyorsa, mutlaka bir uzmandan destek alınması gerektiği vurgulanıyor.
Öğretmen ve Veli İşbirliği Şart
Okul sürecinde öğretmenlerin de aileyle işbirliği yapması büyük önem taşıyor. Uzmanlara göre, çocuğun kaygı nedeniyle sık sık ailesini arama isteği karşılanmamalı. Kaygıya rağmen okulda kalabilmesi sağlanmalı ve olumlu her adımı pekiştirilmeli.