Ankara’nın en önemli yüzeysel su kaynakları arasında yer alan Çubuk, İncesu, Ova Çayı ve Ankara Çayı uzun yıllardır bilinçsiz kirlilik baskısı altında. İklim değişikliğinin ağır etkileri ve su kıtlığı tehdidi altındaki ülkemizde, bu su kaynaklarının korunması hayati bir öneme sahipken, son günlerde yaşanan gelişmeler durumun daha da kritik hale geldiğini ortaya koydu.
Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO), kendilerine ulaşan şikâyetler ve yapılan incelemeler sonucunda Ova Çayı’nda ciddi bir çevre felaketi yaşandığını açıkladı. Açıklamaya göre, Sincan Yenikent’te bulunan Adalet Bakanlığı’na bağlı cezaevinden kaynaklandığı öne sürülen kaçak atıksu deşarjı, Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (ASKİ) altyapı eksiklikleri ve yağmur suyu hatlarına yapılan uygunsuz bağlantılarla birleşerek Ova Çayı’nda büyük bir kirliliğe yol açtı.
ÇMO, bu durumun yalnızca ekolojik dengeyi değil, aynı zamanda halk sağlığını da tehdit ettiğini belirtti. Açıklamada, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Ankara İl Müdürlüğü’nün konuyu derhal incelemesi, kurum ve kuruluş ayrımı gözetmeksizin tüm sorumluları tespit etmesi gerektiği vurgulandı. Ayrıca, gerekli idari yaptırımların eksiksiz uygulanarak kamuoyunun şeffaf bir şekilde bilgilendirilmesi talep edildi. Oda yetkilileri, Ankara’daki tüm kaçak deşarjların acilen tespit edilmesi gerektiğini, ASKİ’nin yıllardır devam eden altyapı eksikliklerini gidermesinin zorunlu olduğunu ifade etti. Cezaevi kaynaklı iddiaların şeffaf bir soruşturma sürecine tabi tutulması gerektiğinin altı çizilirken, bu çevre felaketine yol açan tüm kurum ve kuruluşların sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiği hatırlatıldı.
ÇMO’nun açıklamasında “Su kaynaklarımız halk sağlığının ve gelecek nesillerin yaşam hakkının teminatıdır. Bu felaket karşısında sessiz kalmak, Ankara’nın susuz kalmasına razı olmak demektir. Çevre Mühendisleri Odası olarak sürecin takipçisi olacağız ve gerekli tüm hukuki ile idari girişimleri yapacağız” ifadeleri dikkat çekti.
Ova Çayı’nda yaşanan bu kirliliğin, ilerleyen süreçte yalnızca bölge ekosistemine değil, Ankara’nın su güvenliğine de ciddi etkilerinin olabileceği uyarısı yapıldı. Uzmanlar, sorunun görmezden gelinmesi halinde hem tarım alanlarının hem de içme suyu kaynaklarının risk altında kalacağına dikkat çekiyor.