Çocuklar ‘işçileşmek’ zorunda bırakılıyor

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı çocuk hakları ihlalinde önemli artışların gölgesinde kutlanıyor. 23 milyona yakın çocuğun yaşadığı Türkiye’de son dönemde yükselen ekonomik krizin etkisiyle işçileşmek zorunda kalan çocuklar, yoksulluk, istismar, eğitimin dışına itilme gibi bir dizi problemle mücadele ediyor.

Her Yer Çocuk Derneği Üyesi Psikolog Hatice Göz, son bir yılda çocuk hakları alanında yaşanan ihlalleri Elips Haber’den Nur Kaplan’a anlattı. Türkiye’nin çocuk hakkı ihlalleri noktasında karnesinin iyi olmadığını dile getiren Göz, “Yoğun bir ucuz iş gücüne yönelme durumu var. Bu durumun önü de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından giderek açılıyor” diyerek Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) ve Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) projelerini eleştirdi. Türkiye’de çocuklar için en başta gelen sorunlardan birini çocuk işçiliği olduğunu söyleyen Göz, “Yoğun bir ucuz iş gücüne yönelme durumu var. Örneğin MESEM projesi. Bu projede çocuklar için korkunç koşullar oluşturuluyor. MEB, ‘1 milyondan fazla çocuk MESEM’de’ diye övündü. Bu çocuklar haftanın 4 günü işe gidiyorlar, 1 gün okuldalar” dedi.

“3 ayda 16 çocuk çalışırken hayatını kaybetti”

Çalışma hayatına dahil olan çocukların sayısındaki artıştan bahseden Göz, “Geçtiğimiz günlerde İSİG Meclisi bir rapor yayınladı. Son 3 ayda 16 çocuk çalışırken hayatını kaybetti. Bunların bir kısmı da MESEM projeleri kapsamında çalışan çocuklardı” dedi.

“ÇEDES bilimsel sözleşmelerden uzak”

Öte yandan uzun süredir tartışmalara neden olan ÇEDES projesi okullarda uygulanmaya devam ediyor. ÇEDES projesinde, Millî Eğitim Bakanlığı'nın Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı ile imzaladığı ve okullarda “manevi danışman” olarak görevlendirilen imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kur'an kursu hocaları, öğrencilere "değerler eğitimi" veriyor. ÇEDES projesinin açığa çıkardığı sorunlardan söz eden Göz, söyledi: “Eğitim tamamen sermaye odaklı giderek niteliksizleşen bir hal aldı. Kamu hizmeti olmaktan uzaklaştı. ÇEDES, çok daha önce imzalanmıştı. Ama son 2 yıldır çocukların sadece dini çerçevede etkinliklere katılmalarına neden olan bir protokole dönüştü. Çocuklara koyun kestirmekten tutalım da mezarlık başında etkinliklerin yaptırılması, namaz kıldırılması gibi boyutlar aldı. Ne pedagojik açıdan ne de Türkiye’deki bilimsel sözleşmelere denk düşen bir tutum.”

“Derin bir çocuk yoksulluğu var”

UNICEF’in “Zenginliğin Ortasında Çocuk Yoksulluğu” araştırmasına göre, Türkiye çocuk yoksulluğunda AB ve OECD ülkeleri arasında Kolombiya’dan sonra ikinci sırada yer aldı. Yoksulluğun derinleşmesiyle çok sayıda çocuğun okulu bırakmak zorunda kaldığı söyleyen Göz, “Pek çok çocuk yoksulluk nedeniyle ‘işçileşmek’ zorunda kalıyor. Derin bir çocuk yoksulluğu var. Yoksulluk, çocukların çalışmasından, beslenmesinin eksik kalmasına kadar çeşitli biçimlerde yaşamlarına yansıyor” dedi.

Kaynak: elipshaber