Bu çalışma, söz konusu kemerlerin tarihsel bağlamını, yapısal özelliklerini ve korunma durumunu değerlendirmektedir. Su kemerleri, antik çağlarda yerleşim merkezlerinin su ihtiyacını karşılamak üzere inşa edilen mühendislik harikalarıdır. Bu yapılardan bazıları yalnızca fonksiyonel değil, aynı zamanda dönemin mimari becerisini ve estetik anlayışını da yansıtır. Uşak ili Banaz ilçesine bağlı Kaylı köyü çevresinde keşfedilen iki su kemeri, bölgenin antik dönem yerleşimlerinden biri olan Akmonya kentinin su altyapısı hakkında önemli ipuçları sunmaktadır.
Tarihsel Arka Plan: Akmonya Antik Kenti
Akmonya, Antik Frigya ile Lydia arasında kalan bölgede, günümüz Uşak ilinin Banaz ilçesi sınırlarında yer alan önemli bir yerleşim yeridir. Kentin tarihi M.Ö. 1. binyıla kadar uzanmakta olup, Roma ve Bizans dönemlerinde de iskan görmüştür. Strabon gibi antik coğrafyacılar tarafından adı geçmeyen Akmonya, epigrafik ve arkeolojik buluntularla varlığı kesinleşmiş bir kenttir.
Kaylı Köyü Su Kemerleri Üzerine Bulgular
Söz konusu iki su kemeri, 21 Şubat 2016 tarihinde Uşak Tanıtım ve Kültür Gönüllüleri Derneği tarafından gerçekleştirilen bir saha gezisi sırasında belgelenmiştir. Yerel halk tarafından “köprü” veya “bent” olarak adlandırılan bu yapılar, daha önce bilimsel literatüre girmemiştir.
İlk su kemeri yaklaşık 10 metre uzunluğunda ve 5 metre yüksekliğindedir. Kemerde kullanılan taş işçiliği ve tonoz tekniği, Roma dönemi mühendisliğine işaret etmektedir. Alt bölgesi yoğun bitki örtüsü ile kaplı olan yapı, çürümeye karşın hâlâ ayakta kalmayı başarmıştır.
İkinci su kemeri ise daha büyük ölçülerdedir. Özellikle su kanalı bölümü günümüze dek nispeten sağlam ulaşmış olup, suyun taşındığı hattın izi hâlâ izlenebilmektedir. Her iki yapı, birbirinden yaklaşık 100 metre uzaklıkta, kuru dere yatakları üzerine inşa edilmiştir. Bu konumlandırma, söz konusu yapıların vadiler arası geçiş sağlayan su nakil sisteminin bir parçası olduğunu düşündürmektedir.
Prof. Dr. Murat Öntuğ’un belirttiği üzere, bu kemerlerin muhtemelen Akmonya yerleşiminin su ihtiyacını karşılamak üzere inşa edildiği tahmin edilmektedir[^2]. Roma döneminde kentlerin uzun mesafelerden su taşımak için karmaşık sistemler kurdukları göz önünde bulundurulduğunda, Kaylı kemerleri bu sistemin bir parçası olabilir.
Kaylı köyünde bulunan bu iki kemer, Anadolu’daki antik su mimarisi açısından dikkate değer örneklerdendir. Her ne kadar yapılar bugüne kadar arkeolojik kazı veya restorasyon çalışmasına konu edilmemiş olsa da, koruma altında tutulmaları ve detaylı belgeleme çalışmaları yapılması elzemdir.
Bu kemerlerin sistematik bir kazı ile incelenmesi, yalnızca Akmonya kentinin değil, aynı zamanda bölgedeki su mühendisliği anlayışının daha iyi anlaşılmasına olanak sağlayacaktır. Ayrıca, bu yapıların Frigya, Roma ve Bizans dönemleri boyunca nasıl kullanıldığının belirlenmesi, Anadolu’nun su teknolojileri tarihi açısından önemli bir katkı sunacak.